"Soyun atası ağaca bağlanır, sonuncusunu da karıncalar yer!"
Kitabı ağzım açık okudum diyebilirim. Kitabın son demlerine gelince sanki hiç bitmeyecek ve ikincisi çıkacak gibi hissettim. Ta ki sonunu okuyuncaya kadar.
Beni çok karmaşık duygular içine sürükledi. Basitleşiyor mu dediğim her an öyle olaylar çıktı ki karşıma yok artık böyle olamaz dedim.
Kendimi kestane ağacı altında, dikiş makinasının yanında, savaşta Albay Aureliano'nun silah arkadaşı olarak, gramofondan çalan şarkı eşliğinde dans ederken, karmaşık el yazılarını çözmeye çalışırken gördüm. Kitap o kadar gerçekçi bir boyut kazandı ki içimde bu olaylar yaşanırken koltukta oturmuş izliyormuşum gibi hissettim.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap.