Gönderi

Buna yaşamak denebilir mi?
Köylü ve esnaf, ne kadar kulluklaştırılmış olursa olsun yalnızca kendilerine söyleneni yerine getirmekle yükümlüdür. Fakat tiran, kendine yakın olan diğer kişilerin alçaklaştıklarını ve kendinden lütuf dilendiklerini görür. Bu kişilerin tiranın söylediklerini yapmaları yeterli değildir; onun ne istediğini düşünmeleri ve hatta onu memnun edebilmek için düşüncelerini öngörmeleri gerekir. Tirana yalnız itaat etmekle kalmayacaklar, onu hoşnut da edecekler, işlerini yapmak için uğraşacaklar, didinecekler, onun keyifli olmasından haz duyacaklar ve kendi kişisel beğenileri yerine onunkileri benimseyerek mizaçlarını, doğal yapılarını değişmeye zorlayacaklardır. Tiranın söylediklerine, sesine, işaretlerine, gözlerine dikkat etmeleri gerekecek ve de arzularını bilebilmek ve düşüncelerini seçebilmek için sürekli olarak tetikte bulunacaklardır. Bu mutlu bir biçimde yaşamak mıdır? Buna yaşamak denebilir mi? Bunları iyi doğmuş bir insana değil, fakat yalnızca sağduyuya sahip bir kişiye ya da hiç olmazsa bir insan çehresi olan kişiye söylüyorum. Kendine ait hiçbir şeye sahip olmayarak ve rahatını, özgürlüğünü, bedenini ve yaşamını başkasının ellerine vererek yaşamaktan daha sefil bir durum olabilir mi?
Sayfa 55 - 5. baskı - Temmuz 2016 - İmge Kitabevi
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.