Gönderi

Ne desem, hani olur ya günün birinde, deniz kıyısında kayalık bir yere gitmişsinizdir; elinizde bir şarap şişesi vardır; ayaklarınız çıplaktır; dalgaları seyretmişsinizdir. Ya da böyle bir şeyi hayal etmişsinizdir – pek farkı yok nasıl olsa... Boş bulunup da birine anlatırsanız – ki başka türlü bir şey anlatılmaz– en geç iki üç gün sonra “Gel!” der, “sana bir sürprizim var.” Hâlâ alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir, hâlâ bir şey bekler, sürpriz bir şey olacak sanarsınız. (Tüm sürprizlerin!.. Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup – size de müstahaktır ya, neyse...) Sizi, sizin kayalığınızdan daha alçak bir kayalığa götürür; elinize daha aşağılık bir şarap verir, ve “Hadi,” der, “hadi, mutlu ol.”
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.