Gönderi

Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti sevgili okur. Bir dağ başında da geçiyor zaman. dakikalar sayılarak da olsa geçiyor zaman. Kar yağdı, don tuttu, yollar kapandı, yollar açıldı, bebeler öldü, bebeler doğdu, gelen oldu, giden oldu, yolunu bulanlar oldu ve bir gün kar dindi. O günden sonra kar hiç yağmadı, ya da yağmurda karışık arada bir şöyle bir serpeleyip geçti. Karlar erimeye, sular akmaya, dereler oluşmaya başladı. Karların altından bitkiler çıktı. Ayılar kış uykusundan uyandı. Kurtlar ortalıktan çekildi. Koyunlar ağıllarından çıktı. Kuzular meIemeye başladı. Bir müfettiş geldi. Bir hafta sonra okulu ka payacaksınız, dedi. Böylece bize yol göründü. Bu arada çocuklar okumayı öğrendiler, bu arada çocuklar saymayı öğrendiler, bu arada çocuklar hesap yapmayı öğrendiler, bu arada çocuklar dünyanın döndüğünü öğrendiler, bu arada çocuklar nasıl beslenmeleri gerektiğini öğrendiler, bu arada çocuklar bulaşıcı hastalıklardan korunınayı öğrendiler, bu arada çocuklar hastalık yapan mikropları öğrendiler, bu arJ.da çocuklar temizliği öğrendiler, bu arada çocuklar diş fırçalamanın gereklerini öğrendiler, bu arada çocuklar kentleri, denizleri, asfalt yolları öğrcndiler, bu arada çocuklar nasıl yönetildiğimizi öğren diler, belediye seçimlerini öğrendiler, başkentimizi ve öbür büyük kentlerimizi öğrendiler, kömür nerden çıkar, elektrik nasıl oluşur öğrendiler, yıldızlar niçin uzak, onu öğrendiler, ben de bu arada karada yaşamayı öğrendim, karada da, dağ başında da da, başka insanlarla da, kötü beslenerek de, bebelerin ölümünü görerek de, ölmeden, çıldırmadan da yaşanılabileceğini öğrendim, bu ar.ıda onların dillerinden sözcükler öğrendim, koyunlar nasıl doğurur, kurtlar nasıl köye iner, köpekler nasıl ısırır, bunları öğrendim. Bu arada ben de öğrendim sürgünde nasıl yaşanır. ben de bu arada öğrendim bütün bir kış boyu, sıfırın altında yirmibeş dereceyi bulduğunda soğuk, nasıl donmaz insan, nasıl dayanır, insan kendi soluğuyla nasıl ısınır, bunu öğrendim, nasıl kendisiyle konuşur insan, nasıl dertleşir, nasıl öyküler uydurur, bu arada ben de öğrendim yaşamın önce den belirlenmiş, ezberlenmiş bir biçimi olmadığını, yalnız denizlerde yaşanmadığını, denizlere belki bir daha dönmeyeceğimi, bu arada ben de öğrendim sessizliğin sesini, ezikliğin, çaresizliğin, baş eğişin, yokluğun eşiğini, bu arada ben de öğrendim.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.