Gönderi

"Hem de adeta nutkum tutularak, sayın meslektaşım! Uzmanlık alanlarınızın insan anatomisinin çok ötesine uzan­dığını bilmiyordum. Yaaa, benim amatör bir entomolog oldu­ğumu size söylemediler, demek ki? Af buyurun, anlayamadım: Neolog, neolog? Entomo... Nasıl? Tomolog? Evet, efen­dim, hem de en tomolog! Böyle tombul tombul, bıngıl bıngıl, balıketi... Tüh, hay allah! Kusuruma bakmayın! Bilseydim, bir­ kaç kırkayak, bir iki tırtıl, çiyan, akrep, örümcek filan getirir­dim gelirken. Bizim arka bahçede ziyadesiyle var da... Üzül­meyin, canım, zararı yok. Zehirlileriyle uğraşmıyorum ben zaten, çocukluktan kalma bir fobi. Ya, insanlık hali işte... Yeri geldiğinde, başarılı bir ruh hekimi bile... Düşünün bir, kol saatimin akrebini dahi söktürdüm. Dakikaları ve saniyeleri bilmek bana yetiyor, saatler gereksiz bir ayrıntı. Daha fazlası için, haftasonlarında bitpazarlarından topladığım geçmiş yılların saatli maarif takvimlerini karıştırıyorum. Ah, ne kadar hoş bir hobi! Ben de küçükken, takvim yapraklarının arkasındaki tefrika romanları okumayı ne çok severdim, bir bilseniz! Hele bir keresinde, hiç unutmam, romanın sonunu fena halde merak ettiğimden, oturup bütün yaprakları birer birer kopar­mış, o çocuk merakıyla yutarcasına okumuştum. Merakım zail olmuştu nihayet, ama akşama annemden bir güzel sopa yedim tabii. Hey gidi günler... Fakat sayın meslektaşım, bana öyle geliyor ki, siz saatli maarif takvimini radyodaki 'Arkası Yarın' programıyla karıştırıyorsunuz. Kuşkusuz sizin de anımsayacağınız gibi..."
Sayfa 39 - Senin MelekûtunKitabı okudu
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.