Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

616 syf.
10/10 puan verdi
“BİR KİŞİ BİLE DEĞİLİM YALNIZLIKTAN”
“İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor. Öyleyse bizim yalnızlık dediğimiz şey, bir kendini ayırmadan (tecrit etmeden) çok, kendine yönelme, kendini daha yakından inceleme yetisi olmalı.” Bazı yazılar vardır. Okumaya başladığınız zaman kelimeler yavaşça kıpırdaşıp canlanmaya, sayfadan çıkıp sizinle beraber soluk almaya başlar. Beraber yürür, beraber içer, beraber ağlarsınız. İşte Cansever’in anlatımı bu şekildedir. Kelimetraştır. Kelimeleri biçimden biçime sokup karşınıza oturtur. Kimi zaman Ruhi Bey olup çarşıda dolanır, kimi zaman Yakup olup çağrılmayı bekler. Kirli bir Ağustos’ta, Umutsuzlar Parkı’nda elinde Yerçekimli Karanfil ile Gelmiş bulunur çoğu zaman. Bazen de Oteller Kenti’nde Gül döndürür avucunda sonrasını bekleyerek… Ama bilir, tıpkı Öncesi’nin kaldığı gibi Sonrası da Kalır… “Hiçbir yere taşmıyorum, kendime sızıyorum yalnız Ben dediğim koskocaman bir oyuk” Modern Türk şiirinin yenilikçi ve en üretken -17 şiir kitabı yayınlamış- şairlerinden biridir Cansever. Edebiyatımızda dramatik monologun -bir ya da birden fazla karakterin anlatısına dayanan çoksesli şiir türü- babasıdır. Şiirlerindeki bu çoksesli anlatımının nedenini ise; insanın, günlük eylemlerini gerçekleştirirken, her biri için farklı rollere bürünüp zamanla yaşadığı kişilik karmaşasıyla asıl kişiliğini yitirmesi olarak belirtir. Yani onun monologları bireyin bölünmüşlüğü ve çelişkileri üzerinedir. Edip Cansever'e göre; “Direnmekle çevreye uymak arasında şaşkına dönen ve sürekli olarak çeşitli rollere bürünen bireyin şiirde hakkıyla temsil edilebilmesi, şiirde anlatıcılara bölünmesiyle yani dramatik bir şiirle mümkündür.” Cansever’i okurken düz bir şiir bekleyenler büyük bir yanılgıya düşeceklerdir. Onun anlatımı, düzyazıya özgü olan öyküleme, diyalog, iç monolog, oyunlaştırma gibi tekniklerin yardımıyla; imgelemeler ve sembollerle oluşturulan yeni bir şiir formudur. Şiirlerinde, kentleşmenin getirdiği bunalımla beraber çevresine yabancılaşmış, çoğunlukla yalnız, umutsuz, sıkıntılı insanları işler. “Üstüme pek uymayan bu yalnızlığı ben Taşımışım bir yolcu gibi çocukluğumdan bu yana” “Şiirle düşünmek, yalnızca buna inanırım. Şiirle düşünmenin karşıtı felsefe yapmaktır.” dese de şiirlerinde varoluşçu felsefenin izleklerini taşır. Peki, nedir bu varoluşçu felsefe? Søren Kierkegaard’ın temellerini atıp Nietzsche’nin kolonlarını dizdiği, Camus’nün önemli dokunuşlar yapıp ve son olarak Sartre’ın tamamladığı, yepyeni bir anlayışla “insani deneyimi” odağa getiren, yaşamın anlamını arama ve kişinin kendisini bulmasını sağlama çabası olan felsefedir. Varoluşçulara göre insan bu evrene fırlatılıp atılmıştır. Dolayısıyla bilinç değil, bu dünyada var olmak asıl gerçekliktir. Sartre'ın deyişiyle insan giderek "nedensiz, zorunsuz, anlamsız bir varlık" haline giriyor. "Geçmişsiz, desteksiz, yapayalnız bir varlık." Tarih denen arabaya hayvanca koşulmuş, savaşı ve ölümü bekleyen bir varlık... Ve insanın bu durumdan kurtulması için kendi özünü oluşturması gerekir. Onun şiirlerinde de karakterler özlerini bulmaya çalışır. “Bir kara parçası sanır insan Düştü mü başı derde Kendini açık denizlerde.” İkinci Yeni akımının önemli isimlerindendir. Şiirlerinde Dadaizm (1), Sürrealizm(2) akımlarının etkisi vardır. Anlatımı kapalı ve alegoriktir.(3) Ama daha sonra ‘Tragedyalar’ ile beraber açık anlatıma gidecektir. Şiirlerinde, alışılmamış bağdaştırmalar(4) ve yeni sözcükler türetilerek oluşturulan günlük konuşma dili hakimdir. Öyle ki sizi evinizden çıkarıp sokaktaki yalnızlığa götürür. Yazdıklarının aksine çok umutlu biridir Cansever. İnsanın umutsuz yaşayamayacağı söyler. Yine de şiirlerinde, hayatlarda gizli özne olmuş, herkesin hayatına dokunan ama görülemeyen insanları işler. Sebebini de; böyle insanların olduğu ve onların da anlatılması gerektiği olarak açıklar. Yoksa ölüm temasını ağırlıklı olarak işleyen bir şair şöyle dizeler yazar mıydı? “Ölüler ki bir gün gömülür İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler İnsan yaşıyorken özgürdür İnsan yaşıyorken özgürdür.” Hayatını sadece şiire adamıştır. “Şiirle düşünmek, yalnız buna inanırım” der. Ve kıymetli dostu Cemal Süreya’nın dediği gibi: “Yeşil ipek gömleğinin yakası Büyük zamana düşer. Her şeyin fazlası zararlıdır ya, Fazla şiirden öldü Edip Cansever.” Ruhi Bey’i, Yakup’u, Seniha’sı, Cemal’i, Hilmi Bey’i, Ahmet Abi’si ve gönlümde yer edinen daha pek çok karakteriyle bu dünyadan bir Ömer Edip Cansever geçti. Huzurla uyu ama şunu belirtmek isterim ki ‘mezarlı ölümsüz’lerdensin.’ Ve son olarak şu dizeleri fısıldıyor ruhumuza: “Ne gelir elimizden insan olmaktan başka” İnsan olduğumuzu hatırlayıp, insanca yaşadığımız bir dünyaya uyanmak dileğiyle. EK BİLGİLER: (1) 1916'da dil ve estetik kurallarını tanımayan, kelimelerin anlamlarına önem vermeyen, anlatım tarzı olarak olabildiğince çağrışımlara dayalı yöntem izleyen akım.  (2) 1924'te Fransa'da ortaya çıkmıştır. Sürrealistler, Freud'un psikanaliz yönteminden yola çıkmışlardır. Sanatçı bilinçaltındakileri dışa vurarak eserini oluşturur. Akıl ve mantık değersizdir. İnsanı yönlendiren iç güdülerdir, bilinçaltıdır. (3) Bir fikrin, davranışın eylemin, duygunun, bir kavramın ya da bir nesnenin simgelerle, sembollerle ifade edilmesi. (4) Birbiriyle uyuşmayan ifadelerden oluşturulan bağdaştırmadır. Kelimeler yan ve mecaz anlamlarıyla kullanılır. İmgesel, sanatlı bir anlatım vardır.
Sonrası Kalır 2
Sonrası Kalır 2Edip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 20201,574 okunma
··
6 artı 1'leme
·
16,7bin görüntüleme
Gül okurunun profil resmi
‘Ve bazıları, yokken bile vardır fazlasıyla’ diye bir söz dolanır ortalıkta. Sana aitmiş güya. Ama değil. Yine de ne çok yakıştı bu söz yokluğuna. Çünkü sen yokken bile varsın, fazlasıyla. İyi ki geçtin bu dünyadan Canım Cansever 🖤
Ayşe okurunun profil resmi
Çok kapsamlı ve ciddi manada bir “inceleme”. Yazar ile ayrı şiirleri ile ayrı karakterleri ile ayrı ayrı kurduğun bağ ve üstüne de eklediğin o felsefe muazzamdı. Sayfalarca olsaydı inceleme hiç yorulmadan okurdum herhalde. Yüreğine sağlık Gül 🌹
Gül okurunun profil resmi
Vakit ayırıp okuyarak yazdığınız bu kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Çok naziksiniz. 🌻
Neşe okurunun profil resmi
Nasıl bu kadar güzel yazabiliyor dediğim nadide insanlardan birisin Gül. Okuduğunun da yorumun da hakkını veriyorsun. Tarzına ve birikimine özendiğimi itiraf edeyim:) Şiiri çok severim. Cansever’i de öyle. İncelemeni okurken “ Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler” dizesi geçti içimden. Her dizesi ayrı hikâyedir gerçi... Yine bir eserin hakkını teslim etmişsin. Eline, yüreğine sağlık canım. Daha sık inceleme yazmalısın. ♥️💐
Gül okurunun profil resmi
Neşe, insanı her defasında bu kadar mutlu etmeyi nasıl başarıyorsun, büyücü falan mısın yoksa? :) Yorumlarını okurken heyecanlanıyorum doğrusu, sözlerin öyle değerli benim için. “Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse Çocuklar, kadınlar, erkekler...” Ahmet Abi’nin dizeleri yankılanmış yine. Şiiri sevdiğini biliyorum. Ve şiirin böyle harika bir okura sahip olması mutluluk veriyor bana. Genelde şiir türü hor görülüyor çünkü. Ama biz onu yaşatacağız. :) Kıymetli vaktinden ayırıp okuduğun için ayrı, sabah Neşe’si verdiğin için ayrı teşekkür ediyorum. 🖤🌻
2 sonraki yanıtı göster
harunk okurunun profil resmi
Çok kapsayıcı bir inceleme olmuş Gül, eline sağlık. Bir kaç kitabını okudum ve tespitlerinin hemen hepsini yer yer ben de hissetmiştim ama bunların arkasında yatan nedenleri, birbirleriyle ilişkilerini, şairin şiire ve hayata bakış açısını Cansever konusunda daha bilgili birinden okumak çok hoş oldu. "Şiirle düşünmenin karşıtı felsefe yapmaktır" derken tam olarak ne kastetmiştir emin değilim ama bana onun şiiri, felsefe yapmanın başka bir yöntemi gibi gelmişti. Özellikle Stepan ile Lusin'in diyaloglarında saf felsefeye çok yaklaştığını düşünmüştüm. Ayrıca okuduklarım arasında en derinlikli konu ve kavramları işleyen yerli şair olarak kodlamıştım onu aklıma. Yani okuması görece zor ama okura açtığı yeni ufuklar, söz konusu zorluğu göze almaya fazlasıyla değer.
Gül okurunun profil resmi
Ben de şiirlerini okurken felsefik bir tat alıyorum. Sanırım onu sevmemin önemli nedenlerinden biri de bu. :) Çok teşekkür ederim Harun, beğenmene sevindim. Yorumuna sağlık.
1 sonraki yanıtı göster
Batu okurunun profil resmi
Yeni yıla daha güzel girmemi sağladı bu inceleme. Kierkegaard ve Nietszche'ye atıflarda bulunan bir Edip Cansever incelemesi? 1k'nın kraliçesi bu hanımefendi. Yüreğinize, sözlerinize sağlık.
Gül okurunun profil resmi
Şımartılıyorum. ^-^ Bu kıymetli sözlerini duyunca yeni yıl benim için de güzel anlamlar kazandı. Nietzsche olmazsa olmazımız tabii. :) Çok teşekkür ederim Batu, vaktini ayırıp okuduğun ve bu değerli yorumun için.
Gencer Dibekli okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme kalemine sağlık 🤗
Esra okurunun profil resmi
Edip Cansever'e dair her şey beni fazlaca heyecanlandırıyor. Bu yıla bu kadar güzel bir inceleme ile girmiş olmak beni çok mutlu etti. Edip Cansever aslında mutsuz insanların bu hayatta kendine bir yer edinmeleri için çabalar. Onun anlatımı mutsuzluk üzerine kurulmuş olsa da asla mutsuz değildir ve hep içinde güzele dair bir umudu taşır. Zira beni bu hayata bağlayan yegane şey onun şiirlerinin bende yarattığı bu büyük insan umudu.🌼
Gül okurunun profil resmi
Beğenmene çok sevindim Esra. Cansever’e dair her şey bizi fazlasıyla heyecanlandırıyor. Üzerimizde yarattığı etki müthiş. Bu etki de onun insana olan bağlılığından geliyor kuşkusuz. Dediğin gibi dizelerindeki umuda tutunduruyor bizi. Bu arada seni buralarda görmek güzel. Kaybolup duruyorsun olmaz böyle. :)
1 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Gül emeklerine sağlık. Gerçekten üzerine düşünülmüş ve tahmin ediyorum ki ciddi bir emek harcanarak hazırlanmış harika bir inceleme olmuş. Ben şiirle çok haşır neşir bir insan değilim ama zaten şiirin de ötesine geçip Cansever’i, çok farklı konu başlıklarıyla ve çeşitli bağlantılar kurarak incelemişsin. Genellikle şiir kitapları incelenirken incelemenin yarısından fazlası yazarın şiirinden oluşuyor. Senin şiirleri kullanımın çok ölçülü ve bir amaca bağlı olarak eklenmiş... Bu yönden bakınca da farklılık yaratmış. Mendilimde Kan Sesleri şiirini çok severim. Hep hayatımda Ahmet abi gibi birinin eksikliğini hissetmişimdir:) Onlarca kez bıkmadan okuduğum ve dinlediğim bir şiir. Cansever’e karşı duyduğum sempatinin kaynağı... Böyle bir şaire de onu böyle dolu dolu anlatan bir inceleme yakışırdı. Tekrardan ellerine sağlık... Keyifli bir yıl geçirmen dileğiyle... Sevgiler...
Gül okurunun profil resmi
Necip abi çok teşekkür ederim. Bu cümleleri senden duymak çok kıymetli. Edip Cansever, daha doğrusu İkinci Yeniciler genelde detaylı incelenmediği için okurlar tarafından pek anlaşılmıyor. En azından ucundan da olsa değinirsem, kafalarda fikir oluşturabilir diye biraz detaya inerek yazdım. Umarım faydası olur. Mendilimde Kan Sesleri benim de en sevdiğim ilk beşinden biridir. En çok da şu dizeleri; “Gülemiyorsun ya, gülmek Bir halk gülüyorsa gülmektir Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.” O Ahmet Abi’lere hepimiz hasretiz. Cansever bu konuda pek şanslıymış. :) Vaktini ayırdığın ve bu kıymetli yorumun için tekrardan teşekkür ederim. Ailenle beraber sağlıklı, huzurlu güzel bir yıl diliyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.