İstekayı çektim; birlikte avludan ana lobiye doğru yürümeye başladık. Bir ara başını yana çevirip masanın üstünde duran beyaz güllerle dolu vazoyu gördü. Gülümsedi; gözlerinin kenarlarının kırıştığını gördüm.
"Stella, gül mü çalıyorsun? Önce koca bir adımı çaldın, şimdi de sıra güle mi geldi?"
Güldüm, uzanıp kulağımın arkasındaki güle dokundum. "Yakaladın beni. Evet çaldım."
İstekanın diğer ucunu çekiştirip başını iki yana salladı.
"Ona çok daha iyi bir yuva bulmuşsun."