"Sevgi duyulanlar daha üstün niteliklere sahip olmasa bile, çocukluğumuzu geçirdiklerimizin, daha sonra edinilecek başka bir dostun nadiren elde edebileceği bambaşka bir etkisi vardır üstümüzde. Onlar bizim, daha sonra değişikliğe uğrayacak olsa bile asla yok olmayan çocukluk hallerimizi bilir. Ve eylemlerimizi güdüleyen şeyleri daha yetkin biçimde değerlendirebilirler. Bir kız kardeş ya da erkek kardeş, bu tür alametler erkenden kendini göstermedikçe asla diğerinin yalancılığından, sahtekarlığından kuşkulanmaz. Herhangi bir arkadaş ise, duyduğu bağlılık ne kadar kuvvetli olursa olsun, kendine rağmen kuşkulara teslim olabilir. Ancak benim de dostluklarından keyif aldığım insanlar oldu. Onlara duyduğum muhabbet sadece alışkanlık ve birlikte vakit geçirmekten değil, belirli faziletlere sahip oldukları içindi."
Sayfa 184 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Ümitsizliğe kapılmayın. Bu dünyada arkadaşsız olmak hakikatten de talihsiz olmak demektir. Ancak kişisel çıkarlar yüzünden tarafsızlığını kaybetmeyen insanların yürekleri kardeşçe sevgi ve hayırseverlikle doludur. O yüzden umutlarınıza güvenin. Eğer bu dostlar iyi ve sevecen insanlarsa, ümitsizliğe kapılmayın."
Sayfa 113 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bilginin doğası ne kadar tuhaf! Bir kere zihne tutunmaya görsün, tıpkı bir kayanın üzerindeki yosun gibi, bırakmak bilmiyor."
Sayfa 101 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Frankenstein, diğerlerine adil davranıp da sadece beni ayaklar altına almayın. Bana adalet, hatta merhamet ve sevgi borçlusunuz. Sizin yaratığınız olduğumu unutmayın. Sizin Adem'iniz olmam gerekirken, hiçbir günahı yokken mutluluktan uzaklaştırdığınız, kovulan melek oldum. Nereye baksam gördüğüm mutluluktan bir tek ben dönüşsüzce yoksun kaldım. Ben müşfik ve iyi biriydim; sefalet beni zebaniye çevirdi. Beni mutlu kılın ki yeniden erdemli olabileyim. "
Sayfa 83 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İstirahatteyiz; bir rüyanın bile var gücü uykuyu zehirlemeye. Kalkıyoruz; bir başıboş düşünce bile yetiyor günü mundar etmeye. Hissediyor, tasarlıyor, akıl ediyoruz; ya var halimiz ağlamaya ya da gülmeye Ya sarılıyoruz iptilası olduğumuz kedere ya da atıyoruz kaygılarımızı bir kenara; Değişen bir şey yok: ister kederden olsun ister keyfi, Ayrılık yolu serbest hala. Olamaz dünü insanın asla yarını gibi; Değişkenlikten başka geriye bir şeye kalmaya!
Sayfa 81 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Her gün gördüğümüz ve varlığı bizim varlığımızın parçasıymış gibi olan annemin aramızdan sonsuza dek ayrılığına sevgiyle baktığımız gözlerinin parlaklığının söndüğüne, kulaklarımıza tatlı tatlı gelen o tanıdık sesin bir daha duyulmamak üzere susacağına zihnin kendini ikna etmesi o kadar uzun sürüyor ki. İlk günlerin düşünceleriydi bunlar, ama gerçekleşen fenalığın hakikati zamanla ortaya çıkınca o zaman kederin asıl acılığı başlar. Ama o haşin el kimin sevdiği bir yakınını alıp götürmemiştir ki? Neden herkesin hissettiği ya da eninde sonunda hissedeceği bir üzüntüyü tarif edeyim? Gün olur keder zorunluluktan ziyade bağımlılık haline gelir; dudaklarda oynaşan gülümseme kutsala bir saygısızlık olarak addedilse de defedilmez. Annem ölmüştü ama yerine getirmemiz gereken sorumluluklarımız vardı. Yolumuza kalan sağlarla beraber devam etmeli, bu hayattan çekilip koparılmamışlar olarak kendimizi talihli görmeyi öğrenmeliydik."
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
646 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.