Kelebek koleksiyonu yapma hobisi olan baş kahramanımız aslında basitçe güzelliği muhafaza etmekten keyif alıyordur. İşini bir adım öteye taşıyarak bu kez güzelliğini sayfalarca yazıp bitiremediği bir genç kızı alıkoyar ve olaylar gelişir. Koleksiyoncunun genel durumu gittikçe karanlık tarafa geçerken yazar genç kızın kişiliğini, hayallerini, hayatını resmederek okuyucudaki empati hissini artırır ve bir noktada okuyucu kendini kapalı bir odada boğulurken bulur. Fowles Shakespeare’in Fırtına aslı eserine atıf yapmayı çok seven bir yazar olduğundan kitapları okunmadan önce Fırtına’yı okumanın faydalı olacağını düşünüyorum. Koleksiyoncu Fowles’ın bana göre en iyi romanıdır. Okunmaya değer.
