Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırı...k kuş merhamet ister. Ah senin yüzünden kana batacak. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Ulur aya karşı kirli çakallar, Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
İmalı imalı yüzüne bakarak: "öyle bir konuşuyorsun ki duyanda; bu dünyada ki tek iyi insan sensin, diğer herkes kötü sanacak" dedim. Işıl ışıl olmuştu gözleri, arsızca gözlerimin içine baktı: "zaten öyle ki" deyince artık susmam gerektiğini anladım. (yaşadığım bşr anıdır)
Reklam
Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
“Sevgili, Bütün bir uykusuz geçen geceden sonra sana bu mektubu sabah sabah yazıyorum. Oğlumla beraber çıkarıp gönderdiğiniz resim uyutmadı beni. Niçin uyutmadı? Neden uyutmadı? Bu niçin’e, neden’e cevap vermek için baştan başa bir şiir kitabı yazmak lazım. O kitap günün birinde yazılacaktır. Şimdi muhakkak olan bir şey varsa, bütün bir gece uyumadığımdır. Bana aşk mektubu gönder, diyorsun. Şimdiye kadar gönderdiklerimin çoğu neydi zaten. Sen benim gözlerimin içine bakarak bir kere olsun seni seviyorum dememişsindir. Ben, her yerde, her zaman, yaldızlı bir denizin üstünde, çam ağaçlı bir balkonda olsun, karanlık, yalnız senin gözlerinin ışıltısını gördüğüm ılık bir odada, bir hapishanenin görüşme yerinde olsun, mektupla olsun, mektupsuz olsun, nesirle olsun, şiirle olsun, içimden her gelişte sana, seni seviyorum, demişimdir. Ben bu aşk mektubu yazmasını beceremedim. Sen yaz da bana model olsun diyorsun. Senin aşk mektubun harikuladeydi. Buranın ölçüsüyle, böyle bir mektup için üç sene yatılır billahi… Zati sen benden çok daha derinsin, yavrum. Belki ben daha sanatkârım. Benden emin olman beni öyle bahtiyar, öyle mağrur kıldı ki… Bir binbir gece şehrinin altın kakmalı kapılarından muzaffer girmiş eski zaman kahramanı gibi hissediyorum kendimi….”
2'nd Lieutenant
UZAK YAKINLIK Soruyordun, İlkyaz işte Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz Tenhalık böyle. Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde
Gölgem düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak dudaklarını,
Reklam
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak
AŞK VE ÇİLELER
Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülce’nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa, bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli
Sayfa 13 - Diriliş Yayınları 1998.Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.