Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nazım'dan Vera'ya 18 Haziran 1959, Varşova Ve işte ben. Dün sesini işittiğimde dünyanın en mutlu insanı oluverdim. Hep bizi, seni ve beni düşünüyorum. Döndüğümde Rusça’yı gramer kurallarıyla yazacak kadar iyi öğreneceğim mutlaka. Seni böylesine sevmek ve bunu layıkınca yazıya aktaramamak insanı çıldırtıyor. Sen bebeğim benim, anlıyor musun yazdıklarımı? Eğer hastalanmazsam ayın 15’inde yani pazartesi buradan ayrılıyorum. Pazartesi! İşte böyle. Yaz bana, unutma. Ara sıra yani her dakika beni düşün. Öpüyorum seni, sevincim benim.
'Türkiye'deki yabancı dil eğitimi anlayışı: Öğrenci gramer bilsin, konuaşamasa da olur.' Baho
Reklam
Sevgili 1K ailesi.. Böyle bir sey yazacagim aklimin ucundan gecmezdi.. Ama bende yazma ihtiyaci hissettim. Biraz uzun olabilir, sabredip okuyanlara simdiden tesekkür ederim. Neticede burada, takip eden, birseyler paylastigimiz, sohbetimiz olan degerli insanlar oldu. Yaziyi okuyanlar ”bu adam sizofren” diyebilir. :) Onun yerine en azindan
Kendi çapımda en sevdiğim resmi kurumu sevgi ve saygıyla anmak istedim: YAŞASIN TDK! "Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif'at, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir. Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir. Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur." Kaynak:tdk.gov.tr/index.php?optio...
Yusuf Şerif/Goethe
Yirmi beş otuz sene evvel, daha mektep sıralarında iken, galiba bir Arapça veya Farisî gramerinin mukaddimesinde (1) şu mealde bir cümle okumuş olduğumu hatırlıyorum: «Bizim, Avrupanın fünununa (yani maddî ilimlerine ihtiyacımız var; fakat) Avrupa edebiyatlarının bizim için ancak beşinci, altıncı derecede bir ehemmiyeti olabilir.». Edebiyatla ilimler arasındaki münasebetleri görmeye mâni olan ve edebiyatın sırf bir oyuncaktan, lüzumsuz bir süsten ibaret oldugu vehmini, illusion’unu veren bu galâtı rüyet (2), bu gaflet, bu gramer hocasına münhasır değildir. Tanzimatcılar da ayni zihniyetle hareket ederek Avrupanın duygu ve tefekkür tarzlarına, Avrupanın edebiyatına ve manevi ilimlerine iltifat etmediler.
GRAMER DERSİ "Sevmek“ bir kelimedir “Sarı saçlı“ dersem bir kız için Sıfat söylemiş olurum “Ben sarı saçlı bir kız sevdim“ Bir cümledir. Sevda dolu bir cümle Nokta koymalı, durmalı zira Zira “açlık“ da bir kelime Cümleye gelmez sarı saçlı kız gibi Ah elbet dolaşırsa ölüm sık sık dilime “Öleceğim, ölüyorum, öldüm“ Diyeceğim bir gün Muzaffer Tayyip Uslu
Reklam
Yıldıray Oğur
"1879'da Çarlık Rusya'sına bağlı Kazan'da doğar "Sadri Maksudi. Türk" kelimesinin yasak olduğu, "Ben kimim?" sorusunu soran Müslüman Tatarların ise önce İsmail Gaspıralı'nın Kırım'da, İstanbul Türkçesiyle çıkardığı Tercüman gazetesini, sonra da Türklüğü keşfettiği yıllardır. Kırım'dan yükselen bu Türklük aşkı,
426 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.