Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Başarının özlemini ne kadar çeker­seniz çekin, görevinizi yapmak için ne kadar uğraşırsanız uğraşın, çabalarınız sizden aşağıda olanlarca baltalanır, sizden üstün olanlarca da kısıtlanıp yanlış anlaşılabilir.
Paramparça etseler de eğdiremezler boynumu! Benim düşündüğüm asıl sensin, onlar değil, bil bunu.
Reklam
Bazı tarihçiler, Bri­tanya'nın Fransa'nın yanında savaşa girme hususundaki niyetini önceden açık etmiş olması durumunda Almanya'nın bu den­li saldırgan davranamayacağını söyleyerek savaşın sorumluluğunu kısmen Britanya'ya yükler. Fakat Britanya'nın ilgilenmesi gereken kendi sorunları vardı. 1914, nicedir beklenen İrlanda Özerk Yönetim Yasası'nın uygulamaya gireceği yıl­ dı. Ayrıca, İrlanda'nın kuzeyindeki Protestanlar ile güneyindeki Katolikler iç savaşa hazırlanıyordu. Dikkatini kan gölüne dönmenin eşiğindeki İrlan­da'ya yönelten Britanya, başını bu meseleden kaldırdığı vakit doludizgin sa­vaşa ilerleyen Avrupa'da artık herhangi bir değişikliğe yol açamayacağı kadar geç olmuştu. Başbakan Herbert Asquith ve Dışişleri Bakanı Edward Grey'in başlarını çektiği hükumet Fransa'yı destekliyordu. Ancak halkın savaşa destek vermesine neden olan şey Belçika'nın istilasıydı. Grey, savunmasız ve cesur Belçika' ya yardım için savaşa girilmesi gerektiğine dair 3 Ağustos' ta parlamen­goda tutkulu bir söylev verdi.
⌜ Her yol aynı noktaya çıkar... "O da neymiş? " " Hayal kırıklığı. " ⌟
‘The ties that bind us to life are tougher than you imagine, or than anyone can who has not felt how roughly they may be pulled without breaking.’
Alıntılar:
"Güzellik istemek budalalıktır. Aklı başında kimseler bunu ne kendileri için isterler, ne de başkalarında olmasına aldırış ederler. Kafa iyi geliştirilmişse, kalp de iyi huylar edinmişse, hiç kimsedış görünüşe aldırmaz. Bizim çocukluğumuzda öğretmenler böyle söylerlerdi; biz de günümüzün çocuklarına böyle diyoruz. Hiç kuşkusuz pek yerinde, gerekli bir düşünce, ama böyle düşünceleri gerçek deneyimler destekliyor mu acaba?" s.150 - Agnes Grey "Ne var ki, isteklerimiz kav gibidir: Olayların çakmağı boyuna alev saçar; bunlar da, isteklerimizin kavları üzerine düşmezlerse sönüp gidiverirler; düşerlerse umutlarımızın alevi bir anda parlar." s.170 - Agnes Grey
Reklam
bazen yaşadığım hayatta kendimi aşağılanmış hissediyordum ve boyun eğdiğim onca saygısızlıktan utanıyordum.
Güzelliğe imrenmek aptallıktır. Duyarlı insanlar ne kendileri çin arzu ederler bunu ne de başkanlarında buna değer verirler. Eğer kafa çok kültürlü, yürek de cömertse, kimse dış görünüşe aldırmaz.
Sevmekten vazgeçtiğimiz insanların duygularında her zaman bize gülünç gelen bir şeyler vardır.
Reklam
Fakat aktif bir meşguliyet, boğucu bir kederin en iyi devası ve umutsuzluğun en kesin ilacı değil midir? Belki katı bir teselli olabilir; zevklerinin tadını çıkaramazken hayatın zorluklarıyla usandırılmak, kalbiniz kırılmak üzereyken ve kırgın ruhunuz yalnızca sessizlik içinde ağlayabilmek için bir an olsun dinlenmek isterken çalışmaya itilmek kolay değildir, fakat çalışmak, o çok imrendiğimiz dinlenmekten daha iyi değil midir?
Sayfa 171 - yedi yayınlarıKitabı okudu
İnsanın kalbi kauçuk gibidir, azıcık havayla bile şişer, fakat aşırısı da onu patlatmaz. Eğer "hiçbir şeyden biraz fazlası" onu rahatsız ediyorsa "her şeyden biraz daha az yeter " onu kırmaya.
Sayfa 118 - yedi yayınlarıKitabı okudu
Sarsılmaz bir sertlik, fedakar bir gayret, usanmaz bir sebat ve ebedi bir ilgi; kendimde gizlice guru duyduğum asıl özellikler bunlardı. Bunları kullanarak zamanla tüm zorlukları aşacağıma ve günün sonunda başarıya ulaşacağıma inanıyordum.
Sayfa 59 - yedi yayınlarıKitabı okudu
Agnes'in gerçeklerle karşılaştığı zaman .
Fakat zerre utanç duyguları yoktu; ona arka çıkacak korkutucu bir gücü olmayan yetkimi küçümsüyorlardı, konu nezaket ve sevgiye geldiğinde ya kalpleri yoktu ya da o denli iyi korunuyordu ve o kadar iyi gizleniyordu ki tüm çabalarıma rağmen hala onlara nasıl ulaşabileceğimi keşfedememiştim.
Sayfa 59 - yedi yayınlarıKitabı okudu
Agnes'in Hayalleri
Ayrıca çocukların bakımını ve eğitimini üstlenmek ne kadar da büyüleyiciydi. Başkaları ne derse desin , bu sorumluluğu almak için yeterince becerikli olduğumu hissediyordum. Erken çocukluk döneminden kalan kendi düşüncelerimin netliği, en olgun akıl hocasının tavsiyelerinden daha emin bir rehber olurdu. Yapmam gereken yegane iş , küçük öğrencilerim karşısında o yaşlardaki halime dönmekti. Böylelikle onların güvenini ve sevgisini nasıl kazanacağımı, hatalı birinin pişmanlığını nasıl uyandıracağımı, ürkek birini nasıl yüreklendireceğimi ve dertli olanı nasıl avutacağımı; erdemi elverişli, eğitimi makbul,din'i hoş ve anlaşılır kılmanın yollarını şıp diye anlayabilirdim.
Sayfa 21 - yedi yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.