“Evet, bütün, ama bütün insanlar beni şımarttılar, bana karşı hepsi iyiydi -yalnızca sen, evet, yalnızca sen beni unuttun, yalnızca sen, beni asla tanımadın!”
"Hayır beni tanımamıştın, o zaman tanımadın, asla, asla beni tanımadın. Sana o anın hayal kırıklığını nasıl anlatabilirim, bilmiyorum sevgilim -çünkü o zaman böyle bir kaderi, senin tarafından tanınmamak gibi ömrüm boyunca mahkum olacağım bir kaderin acısını ilk defa yaşıyordum ve şimdi de o kaderle ölüyorum: senin tarafından hiçbir zaman tanınmamış olarak.”
Ondan önce yalnızca bulanık ve karışık bir şeyler vardı, hatırlama çabasıyla asla derinine inilemeyen bir şeyler, belki toz tutmuş, örümcek ağlarıyla örülmüş, karanlık yüreğimde hiçbirinin bilgisi bulunmayan nesnelerle ve insanlarla dolu herhangi bir mahzen.
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Karanlık sırlara sahip olan on kişi Zenci Adası'na davet edilirler. Fakat ev sahibi ortalarda yoktur.
Sonrasında sırlarını ortaya dökerler ve teker teker ölmeye başlarlar.
Agatha Christie tarafından kaleme alınan bu kitap, oldukça zekice kurgulanmıştı. Sonunu tahmin etmesi güçtü ve bu okumayı çok zevkli kılıyordu. Beğendiğim bir kitap oldu. Polisiye türü okumayı sevenlere ya da okumaya başlamak isteyenlere tavsiye ederim.
On Küçük ZenciAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201832,3bin okunma