El Aman’da mülteci kampında yaşanan bir patlama, patlama sırasında şarapnel parçaları nedeniyle yüzü tamamen parçalanan bir bebek.. İşte Zamir’in hikayesi böyle başlıyor..
Günday’ın kaleminden inanılmaz bir olay örgüsü okuyoruz yine. İyilik adına kurulmuş gibi görünen örgütlerin perde arkasındaki yüzleri, siyasi bağlantılar, ‘barış’ ı sadece kendi amaçları doğrultusunda kullanan insanlar, karanlık ve üzücü hikayeler.. Distopik bir hikaye gibi görünmekle birlikte aslında dünyada yaşanan pek çok gerçeğe parmak basıyor..
Hakan Günday’ın uzun zaman sonra yazdığı Zamir tam bir Günday eseri, okurken her satırında hissediliyor bu. Dikkatli ve kendini vererek okunması gereken bir kitap, diğer kitapları gibi. Satır aralarında tonlarca mesaj var, kaçırmamak gerek..
Okuduğum dönemden olsa gerek benim için biraz sarsıcı ve zorlu bir okuma oldu, bu nedenle de yavaş yavaş, sindirerek ilerledim.
İnsanlığın gerçekleriyle Günday’ın anlatımıyla bir kez daha yüzleşmek isterseniz okumanızı tavsiye ederim, Günday’ın kalemine aşina olmayanlar için ilk olarak bu kitabı önermem, Az ya da Azil kitapları ile başlanabilir.