Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Burhan;
Burhân/delil, kesin sonuç elde etmek için kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulmuş bir kıyastır. Kesinlik taşıyan öncüller ise, altı kısımdır: 1- Evveliyyât (aksiyomlar): Bir, ikinin yarısıdır. Bütün, parçadan daha büyüktür. 2- Müşâhedât (gözlemler): Güneş aydınlatıcıdır. Ateş yakıcıdır. 3- Mücerrebât (deneyimler): Sakmunya safrayı gidericidir. 4- Hadsiyyât (sezgiler): Ay, ışığını Güneşten almaktadır. 5- Mütevâtirât (doğru haberler): Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) peygamberlik davasında bulundu ve mucize gösterdi. 6- Kıyası, kendilerinde olan önermeler: Zihinde mevcut olan “iki eşit parçaya bölünme” ilişkisi gereği “dört, çifttir” dememiz gibi.
Rig Veda
Hinduizmdeki bu en eski kutsal eser MÖ 1500 civarında Sanskritçede sözlü olarak bestelenmiştir. Zaten çoktan çökmekte olan Harappa medeniyetini, İndus ve Ganj vadilerini işgal ettikleri sırada yok eden (bir zamanlar Aryanlar olarak adlandırılan) Hint-Avrupalı göçmenlerin ilahilerini ve kutsal şiirlerini içeriyordu. Bu göçmenler yaklaşık beş yüzyıl önce Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yer alan ata topraklarını bırakıp İran üzerinden Hindistan alt kıtasına geldiler. Arkeolojik kalıntılar göçebelerin Mahenjo-daro'yu istila ettiklerini, yangınlar çıkardıklarını, oranın sakinlerine kestiklerini ve katlettikleri yerde bıraktıklarını gösterir. Harappa medeniyeti muhtemelen yükselen deniz seviyesinin nehirleri taşırması ve sellere neden olması nedeniyle büyük ölçüde zayıflamıştı. Soluk tenli sığır çobanları yanlarında bir pantheon tanrı getirdiler: Gürbüz savaş tanrısı İndra, güneş ve ateş tanrısı Agni, dinî ayinlerde kullanılan halüsinojenik içecekle ilişkili Ay tanrısı Soma. Rig Veda MÖ 300 yıllarında yazılana kadar sözlü gelenekle aktarıldı. Kitap ve diğer Vedalar ya da kutsal yazılar Vedik döneme (MÖ 1500-600) adını verir.
Sayfa 200 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Eximenus <ya da Ksenophanes> dedi ki: Tanrı her şeyi sözle yarattı. Onlara "Ol!" dedi, oldular, ekleyip birleştirdiği diğer dört öğe (top- rak, su, hava, ateş) gibi, ve düşmanlar birbirine karıştı. Nitekim görüyoruz ki ateş suya düşman, su ateşe, bu ikisi de toprakla havaya. Yine de Tanrı onları barış içinde bir araya getirdi, ki artık dost olsunlar. Böylelikle, her şey bu dört öğeden yaratıldı, gökyüzü, taht, melekler, Güneş, Ay, yıldızlar, yer, deniz ve içindeki her şey. Bütün bunlar çeşit çeşit, benzer değil, ve Tanrı bunların doğasını değişik değişik yaptı, yaratıklar gibi.
-Evet, Manu bunu söylüyor ve Zerdüşt bunu öğretiyordu! Güneş ateşten doğar, ay da güneşten, ateş tüm evrenin ruhudur; temel atomları sonu gelmeyen akıntılarla dün yaya akıp boşalır! Bu akıntılar gökte kesiştikleri noktalarda ışığı, yeryüzünde kesiştikleri noktalarda altını üretirler. Işık, altın; aynı şeyler! Somut haldeki ateş. Aynı maddenin görünen ve dokunulan, akışkan ve katı halinin, su buharının buzdan farkından başka bir şey değil. Bunlar kesinlikle düş değil, bu doğanın genel yasası. Ama bilimden bu genel yasa nin sırrını çekip almak için ne yapmak gerek? Şuraya bak! elime dolan bu ışık altın! Tek gereken belirli bir yasaya göre genleşmiş aynı atomları başka bir yasaya göre yoğunlaştırmak. Nasıl yapmalı? Bazıları güneş ışığını gömmeyi düşün düler. İbn Rüşt, evet İbn Rüşt. İbn Rüşt bir güneş ışığını Kurtubadaki büyük camide Kuran'ın bulunduğu bölmenin solundaki ilk sütunun altına gömdü; ama işlemin başarılı olup olmadığını anlamak için mahzen ancak sekiz bin yıl sonra açılacak.
Geri179
1.189 öğeden 1.186 ile 1.189 arasındakiler gösteriliyor.