Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor."
Sayfa 127Kitabı okudu
"Portuga!" "Hı..." "Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum biliyor musun?" "Niye?" "Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor."
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Doğru düşünseydi, elimizle sıkı sıkıya tutamadığımız hiçbir şeyin bizim olmadığını bilmesi gerekirdi. Aslında hiçbir şeyi sıkı sıkıya tutamadığımızı da. Sonra, Tanrı'nın bu büyük evini herkes içinde kendine bir yer bulsun ve mutlu bir yaşam sürsün diye verdiğini de görebilirdi. Bu evin yeterince büyük olduğunu, herkesin payına bir lekecik de olsa güneş ışığı, bir tutam mutluluk düşeceğini; herkes için hiç yoksa küçük bir palmiye gövdesi ve tabii ayaklarını basabileceği bir yer olduğunu görebilirdi. Tanrının istediği ve belirlediği şekilde. Tanrı nasıl olur da çocuklarından birini unutur? Ama yine de birçokları, tanrının onlara bahşettiği topraktan küçük bir parça edinmek için didinip durur.
Sayfa 61 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Portuga!" "Hı..." "Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun?" "Niye?" "Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor."
Sayfa 127Kitabı okudu
Ve güneş battı,gün son buldu yıldızların koynunda, Huzur karanlığa bıraktı kendini,hüzne dönüştü, Gözlerim uykuya hasret,kan revan duygularım gibi, Hayat bu işte,ne kadar istesende mutluluk hep bize hasrettir.
Ve güneş battı,gün son buldu yıldızların koynunda, Huzur karanlığa bıraktı kendini,hüzne dönüştü, Gözlerim uykuya hasret,kan revan duygularım gibi, Hayat bu işte,ne kadar istesende mutluluk hep bize hasrettir.
Reklam
Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor.
Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor.
Sayfa 127Kitabı okudu
Doğunun ve batının bahtiyar şehriyarı, vuruş ve döğüş meydanının usta binicisi; cihan sultanlarına sultan, Osmanoğulları için övünç sebebi olan Sultan Selim Han Hazretleri büyük bir yüreklilik ve biriciklikle, son derecede yiğitlik ve erce gözü peklikle Rumeli'ne geçip, adalet ve yönetiminin etkileri, gün ortasında felek yörüngeli güneş ışıkları gibi, bütün ufukları tutup, ününün ve adının çağıltısı aleme dolduğunda, devletinin sürekliliği duası feleğin en yüce noktasına çıkmıştı. Övülmeye değer nitelikler ve beğenilir tutum ve davranışlarla herkesçe benimsenmiş, ululuk ve mutluluk ülkelerinin tacına ve tahtına yaraşır olduğu cihanda tartışılmaz hâle gelmişti.
“Dağlar, ufuklar vuslatın cam kesmesi mutluluk rengine bulanmıştı. Kavuşma dağı taşı tutmuştu. Suların sesi buluşmayı fısıldıyordu. Güneş her gün bir buluşma muştusu gibi kendini gösteriyordu. Ay, hurma ve zeytin dalları arasında rüzgârda savrulan bir duvak gibi bir belirip bir kayboluyordu.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.