“Dağlar, ufuklar vuslatın cam kesmesi mutluluk rengine bulanmıştı.
Kavuşma dağı taşı tutmuştu. Suların sesi buluşmayı fısıldıyordu.
Güneş her gün bir buluşma muştusu gibi kendini gösteriyordu.
Ay, hurma ve zeytin dalları arasında rüzgârda savrulan bir duvak gibi bir belirip bir kayboluyordu.”