Kitabın kapağında kullanılan renklere, çizimlere baktığınızda neşeli bir hikayeye tanık olacağınızı düşünürseniz eğer, yanılmış olursunuz. Çünkü, "günün birinde acıyı keşfeden bir çocuğun öyküsü" bu.
Yazar bize 5 yaşındaki bir çocuğun dünyasının kapılarını aralıyor ama o dünya hiç te bir çocuğunkinin olması gerektiği gibi değil. Günlerin sadece oyun oynayarak, dertsiz, tasasız geçtiği bir dünyası olmalı her çocuğun. Oysa küçük kahramanımız Zeze böyle bir hayat yaşayabilecek kadar şanslı değil. Yoksulluk içinde yaşayan, anneden çok abla şefkati gören,daha küçük yaşta yetinmeyi öğrenmek zorunda kalan ve çocukluğunun hafifliğini hissedeceği yerde varlığını sorgulamaya itilen bir minik o. Ama onca hırpalanmaya rağmen o küçücük yüreğinde kocaman sevgi barındırabilmeyi de başarabilmiş bir kahraman.
Zezenin dilinden, bir çocuğa has naiflikle anlatılmış olaylar kitapta. Akıp gidiyor adeta hikaye, rahatlıkla bir günde bitirebilir ama uzun zaman etkisinde kalabilirsiniz. Bence herkesin okuması ve kütüphanesinde bulundurması gereken bir roman. :)