Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.
"Sevgili gelecekteki kendim;
Bu yazıyı hayattaki birçok hedefini gerçekleştirmiş ve kendi ayakları üzerinde durmayı geçip kanatlarını takıp özgürce süzülebilmiş o kadına yazıyorum. Şuanda hayatında neler değişti bilmiyorum bilmem mümkün de değil. Ama her geçen bir günde bile yaprakların renkleri, ekonominin rakamları, insanların davranışları
Selammm Canımlar
Yazarın kalemine önceden aşina olduğum için sıcacık bir hikaye okuyacağımdan asla şüphem yoktu. Kadın nasıl yapıyor ediyor bilmiyorum ama kaleminin o sihirli haliyle normal standartlar da klişe gelebilecek bir olayı okuyucuya öyle yansıtıyor ki sanki ilk kez bu tarz birşey okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Kitabımız iki temel olay
Birlik Araştırma Grubu, Allah (cc) rızasını ümit ederek İslam nizamının nasıl bir siyasi yapı arzuladığını ortaya koymaya çalışmıştır, derledikleri bu eserde. Rabbim kendilerini mükafatlandırsın ve bu kitabı biraz daha gün yüzüne çıkararak insanları nasiplendirsin inşallah.
Batılı tarzda bir derleme metodu uygulanarak, çeşitli başlıkları belli
Sen geliyorsun,
içimin dağınıklığı toplanıyor..
Baş köşede beş yüz yıl var gibisin.
Bütün kötüler şehri terkediyor
ve hiçbir kötülük barınmıyor yurdumda.
Sen geliyorsun,
mahallemde çocuklar koşturuyor..
En güzel şarkıları dinliyorum seninle konuşurken.
Beş yüz yıldır seviyormuş seni kalbim.
İçimdeki eşyalar yer değiştiriyor.
Sen geliyorsun,
her şeyi unutuyor aklım.
ben kalmıyorum kendimde…
Öncelikle kesinlikle ilk kitaptan daha güzel bir kitaptı. Bütün karakterler o kadar iyi işlenmiş ki okurken her biriyle bağ kuruyorsunuz. Kitapla ilgili gerçekten tek bir eleştirim var ve bu olmasaydı kitap gönül rahatlığıyla 10/10 bir kitap olurdu. Bu kurgu 900 sayfalık bir kurgu değil. Aynı konu Max 600 sayfada da o kadar güzel yazılırmış ki, ara ara elime alıp tekrar okuyacağım bir kitap olurmuş. Şimdi ise bir daha başlamak korkulu rüyam, çünkü ne kadar keyif alarak okusam da bitirene kadar canım çıktı. Hem puntosu çok küçük, hemde çok uzun. Bunun harici kalan her şey gerçekten iyi. Konuyu etkilemeyen boş diyalogları ve helinin her bölüm başında 4 sayfa kendisiyle konuşmasını çıkartırsak(birde her bölümün 50 sayfa olmasını...) gerçekten baya güzeldi. İlk kitapta zaten her karakteri sevmiştim, Mutlu hariç. Bu kitapta hepsine daha da bağlandım. Mutlu'nun da boş esprilerine bu kitapta alıştım mı, yoksa esprileri daha mı azdı bilemedim ama ilk kitapta her sahnesinde beni cringe komasına sokan Mutlu bu kitapta oldukça güldürdü. Helin hariç favorilerim Lal ve Yankı'yken bu kitapta kesinlikle Işık ve Bartu oldu. Koza karakterini ise öyle aşırı sevemedim ben, ilk başlarda bı ilgimi çekti ama sonra itici bile geldiğini söyleyebilirim. Bir kaç ay sokak nöbetçilerine devam etmeyeceğime dair kendime söz de versem, kitap o kadar güzel bir yerde bitti ki dayanamayabilirim.
Yaşam yalnızca sokaklarda. Bir canlılık var sokaklarda. Güzel olan, gerçek olan, kentin insanları, kalabalık, dış dünya. Dış dünyanın insanın kulaklarına varan uğultusu...