Tu helbesteke kevn î Hogir
Sensiz bayramlar geliyor ve geçiyor
Ve yasım hâlâ diri
Kavgam ilk günkü gibi genç
Siyahlar giyinmişim
Ablan bayram günü omzuma göz yaşı dökmüş
Kimseye öptürmediği ellerini bana öptürmüş
Annen Hogir'im gelmiş el öptürmüş bana
Bilirsin Hogir sensiz eksiğim ve zayıfım
Dîlan var rüyalarına misafir olduğun
Beni emanet ettiğin
Haberin varmı o da yok artık
Sen toprak altında meleklerle
Ben toprak üstünde çırılçıplak yapayalnız
Yaslı bayramlar yaşıyorum...
Haykırsam dünyaya
Yakarışlarımı duyan olmaz
Sessiz gözyaşlarımı
Hiç fark etmedikleri gibi
Senden sonra gülüşlerim
Benim bile canımı yakıyor
O kadar sahte geliyor ki
Bütün sevgi cümleleri
Öyle eskisi gibi etkilemiyor kalbimi
Herkese içim kan ağlasada
Mutluluk pozları verdim
En çokta sana...
Ama sadece bir kere bile gözlerine baksam
Direncim olurdu yerle yeksan
Bütün çırpınışlarım kendime
Direnmelerim kalbime
Ben mutluluk pozu verirken
İçimde kopan fırtınam'dan haberin varmı?
Kalp yangınımdan sende payını aldın mı?.
Benim gibi sende birazcık olsun
Aşk namına birşey yaşadın mı?
(Zeynep Sağıroğlu)
BEN KANDAN ElBİSE GİYDİM
HİÇ DEĞİŞTİRSİNLER İSTEMEZDİM
Kendinden bir şeyler kattın
Güzelleştirdin ölümü de
Ellerinin içiyle aydınlattın
Ölüm ne demektir anladım
Yer değiştiren ben değildim
Farklılaşan sendin
Sendin bana gelen aynalarla
Sendin bana gelen sendin
Artık ölebilirdim
Bütün İsyabul şahidim
Ben kandan elbiseler giydim
Bundan senin haberin varmı
Sezai Karakoç
Haberin varmı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Haberin var mı?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Çok sevdim kitabı ve dinlediğim şarkıların bir kaçınında ona ait olduğunu bilmiyorum "AY KARANLIK VE HABERİN VARMI TAŞDUVAR".
Şiirlerini okumayı seviyorum ve okudukça kendimi iyi hissediyorum diye bilirim. Tavsiye ediyorum. Bir kıtasını bile okursanız çok seveceğiniz eminim. Okuduğunuz için teşekkürler.
Ölüm güzel şey budur perde ardında. Haber
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber.
Ebedi Genclik desem kimse inanmaz.
Taç ihtiyarlar servi çürür ölüm yıpranmaz
Hangi gün hangi yerde kim bilir saat kaçta
Tabutumun tahtası bilsem hangi ağacta
Son gün olmasın dostum çelengim tobaraban
Alıp beni götürsün 4 inanmış adam...!
Şu geçeni durdursam tutup eteğinden
Soru versem haberin varmı oleceğinden.!