İdrak, akıl ve emaneti yüklenmekle muazzam ve şerefli olarak yaratılmış insanın, teselli noktasında kendi emrine verilmiş olan hayvanlar, yırtıcılar, kuşlar ve böceklerle aynı konumda olması ne utanç vericidir!
Dünya süsleri ile teselli olup avunan kişinin mutluluğu, bu aldanış sarayı olan dünyanın malını toplamak, biriktirmek, almak ve vermektir. O kişi dünya ile yaşamaktadır, dünya ile canlıdır. Bu durum Ademoğlu'nun hayat derecesi ve konumunun en değersiz, en aşağı seviyesidir. Çünkü dünya metaı ile huzuru bulup avunmak konusunda tüm hayvanlar, böcekler, vahşi ve ehli hayvanlar, kuş ve balıklar ortaktırlar. Onlar bu aldanış sarayının lezzetleri ile yaşarlar. Bu yüzden alemi yaratan Hak Teala, niyeti ve ilgisi dünya hazları olan insanlarla hayvanları aynı kefeye koyup şöyle buyurmuştur: "Bırak onlar yesinler, zevk alsınlar, ümit onları avundursun, ileride öğrenecekler." (Hicr 15/3)
İşin gerçeği şudur ki, göz aslâ gözü ve görüleni hakkıyla göremez; akıl aslâ aklı ve düşünüleni hakkıyla anlayamaz, his aslâ hissedileni hakkıyla idrak edemez.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla... Ancak O'ndan yardım dileriz. Hamd, ezelî hamdinin yüceliği ile kendi zatını öven, varlığı öncesiz olan yüceliğini övmek suretiyle yüce olan, ebedî tevhidini ikram etmek cihetiyle varlığını ispat eden, ebedî birliğinin müşahede edilmesiyle tek olan, zâhirî kahrının azametiyle cebbâr, bâtınî azametinin kahrıyla kahhâr, hâkimiyet yüceliği ile melik, kayyûmî izzetinin mülkü ile mütekebbir, merhametinin güzelliği ile vâsi' ve rahmetinin genişliği ile muhsin olan yüce Allah'a mahsustur.