Amel, insanı Cennete götürmez. Cennete gitmeye sebep olur. Bunun içindir ki, hadis-i şerifte, (Hiç kimse iyilikleri ile, ibadetleri ile Cennete girmez) buyuruldu. Senin için de böyle midir? Ya Resûlallah! dediklerinde, (Benim için de böyledir. Ancak Allahü teâlânın merhameti ile, ihsanı ile kurtulurum) buyurdu.
Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:
Halk hilali görmek için gayret sarfetti. Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ı gördüğümü (tek başıma) söyledim. Sözüm üzerine oruç tuttu ve halka da oruç tutmalarını emretti.
Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:
Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle buyurulmuştur: "Kardeşine karşı izhar edeceğin tebessümün bir sadakadır. Emr-i bi'l-ma'rufun ve nehy-i ani'l-münkerin sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yolu gösterivermen sadakadır, gözü sakat kimse için görüvermen sadakadır, yoldan taş, diken, kemik (gibi şeyleri) kaldırıp atman sadakadır, kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman sadakadır."
Bilmelidir ki, kusursuz bir kimse ararsa, hiçbir zaman bulamaz ve arkadaşsız kalır. Hadîs i şerifte «Mü’min hep mazeret, münafık da hep ayıp arar», buyuruldu.
Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki:
Amr İbnu'l-As Radıyallahu Anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şüphesiz, her derede, âdemoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter."