Allah bazen kulu gözünün önündekini görebilsin diye gözyaşlarıyla yıkar gözünün pasını, kirini. Kuluna kıyamaz esasen, lakin kulu görmemekte direniyordur, ıstıraptan başka çare yoktur. Kulu için için acı çeker. İmtihan geldiği yeri temizler, pak eder. Kuluna şah damarından yakın olan hepsine şahitlik eder. Her koyu keder giderken bir muştu bırakır sahibine. Bu, "çok yoruldun, sabrettin, hak ettin" mükafatıdır. Acının ardındaki mükafat pek değerlidir, kara kışın ardından gelen bahar gibi, tıpkı senin gibi. Seni bana Allah gösterdi. Sen bana onun yadigârısın.