Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

@kitapofisi

@kitapofisi
@hakanbold
muhasebe
lisans
Ankara
9 Ocak
267 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatım boyunca 10 kere gitmişliğim vardır cezaevine. Tabiki de ziyaretçi olarak. Ziyaretçi olmama rağmen her gidişimde psikolojik olarak kendimi çok rahatsız hissediyor ve bir sonraki ziyaretime kadar her gün yaşadığım tüm özgürlükler için şükrediyordum. İçeride olanlar için durum çok daha vahim tabiki. Bu ziyaretlerim sonucunda hapishanelerle
Falconer Hapishanesi
Falconer HapishanesiJohn Cheever · Can Yayınları · 2018115 okunma
Reklam
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Franz Kafka babasına karşı duygu ve düşüncelerini hiçbir zaman yüzüne söyleyemediğinden 36 yaşındayken babasına hitaben bir mektup yazar ancak bu mektubu kendisine gönderememiştir..Babasına olan duygularını kağıda döken Kafka babasınız oldukça sert bir şekilde eleştirirken aslında kendisini de eleştirmiştir.Babasını son derece öfkeli, herkesi küçümseyen,otoriter,duygularını göstermeyen ve kendisini sürekli aşağılayan biri olarak anlatmış bundan dolayı da babasına öfkesini çok açık bir şekilde dile getirmiştir.Aslında kendisini de babasıyla olan ilişkisinde birçok noktada suçlamış olan Kafka mektubunun bir bölümünde babasının farklı bir kişilikte olması durumunda bile kendisinin aynı ketumlukta olacağından bahsetmiş. Babaya bu kadar öfkeliyken herkes için çok normal karşılanacak bazı ufak detaylar aslında Kafka'nın baba hasretini de gözler önüne sermektedir.Bunu şu paragraflardan çok daha net anlamaktayız. "Mesela eskiden sıcak yaz günlerinde öğlen vakti yemekten sonra seni mağazada yorgunluktan dirseğini tezgaha dayamış biraz kestirirken gördüğümde; ya da Pazar günleri kan ter içinde yanımıza yazlığa geldiğinde; ya da annem ağır hastalık geçirdiğinde kütüphaneye tutunup sarsılarak ağladığında; ya da geçirdiğim son hastalık sırasında usulca yanıma, Ottla’nın odasına gelip, ama eşikte durup beni görebilmek için yalnızca boynunu uzattığında, ama saygıdan yalnızca elinle selam verdiğinde böyleydi. Böyle zamanlarda yatağıma uzanıp mutluluktan ağlardım ve şimdi bunları yazarken yine ağlıyorum." Kafkayı ve yazmış olduğu eserleri daha iyi anlamak için bu kitaba öncelik vermenizi tavsiye ediyorum.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,4bin okunma
705 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"Ben Suç ve Ceza’yı okuduğumda I. Dünya Savaşı yeni bitmişti ve savaşın yıkımı, acısı çok net ve apaçık ortadaydı. Fakat Suç ve Ceza’yı okuduğum zaman, orada anlatılan meselenin I. Dünya Savaşı’ndan daha yıkıcı olduğunu hissettim." J. L. Borges Ben bu başyapıtı yıllar önce farklı bir yayınevinden farklı bir çevirmenden okuduğumda
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
bu kitabı bugüne kadar neden okumadım diye çok kızdım kendime.Kitabın kapağında New York Times'ın dediği gibi Federico Axat çok seveceğiniz ama asla güvenemeyeceğiniz bir yazar.okumayı düşünenler varsa önceliği bu kitaba versinler.
İyi Adam
İyi AdamFederico Axat · Domingo Yayınevi · 2017330 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
suflör gerek kurgusuyla gerekse anlatımıyla gerçekten sizi olayın tamamen içine çekmekte.bildiğim kadarıyla yazarın diğer kitapları henüz ülkemizde yayınlanmadı.zira suflörün finali birçok soru işaretiyle bitiyor.sanırım diğer kitapları serinin devamı niteliğinde diye düşünüyorum.
Suflör
SuflörDonato Carrisi · Pegasus Yayınları · 2014374 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
eğer üst üste ağır ve yorucu kitaplar okumuşsanız araya golliği katıp eğlenceli ve dinlendirici bir zaman geçirebilirsiniz. :) su gibi akıp geçen bir kitap. tavsiye ederim :)
Gollik
GollikHayko Bağdat · İnkılap Kitabevi · 201597 okunma
415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
2.Dünya Savaşı döneminde Nazi toplama kamplarına ait bilgi ,belge ,döküman ve kitap araştırmalarım sırasında Fransız tiyatrocu Charlotte Delbo tarafından kaleme alınmış Auschwitz'in Külleri kitabına rastladım.2.Dünya Savaşı yıllarında Fransız direnişçiler hem Nazi işgaline hem de işbirlikçi hükümete karşı direniş gösteriyorlardı.Naziler yakaladıkları erkek direnişçileri kurşuna diziyor kadın direnişçileri ise toplama kampına yolluyorlardı.Charlotte Delbo da bu direnişçilerden biriydi.Delbo 1943 yılının meşhur 24 Ocak konvoyu ile Auschwitz toplama kampına gönderilen kadın direnişçiler arasındaydı.Aynı zamanda tiyatrocu olan Delbo toplama kampında yaşadıklarını kendine has üslubuyla ve yer yer tiyatral bir anlatımla okuyucularına aktarmaktadır.O döneme merakı olan okuyucuların beğeneceğinizi umduğum bir çalışma olmuş.Tavsiye olunur.
Auschwitz'in Külleri
Auschwitz'in KülleriCharlotte Delbo · Alkım Kitabevi · 200489 okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nazi Almanyası dönemine ait özel bir ilgim olduğu için ince eleyip sık dokuyarak araştırıp bulduğum Rena'nın Yemini gerçek bir yaşam öyküsünü anlatmaktadır.Naziler yahudileri toplamaya başladığında ilk grubun içinde Rena ve küçük kız kardeşi Danka'da vardır.Auschwitz ölüm kampında 3 yıldan fazla süren gerçek bir yaşam mücadelesini anlatan kitabın anlatımı oldukça sade ve anlaşılır.Okurken sizi bir anda bu vahşetin içine sürükleyen sizi olmadık çıkmazlara sürükleyen her an biri sanki sizi işaret edip gaz odalarına götüren kamyonlara bindirecekmiş hissini kendine has bir üslupla anlatmış bizlere Rena Kornreıch Gelissen.Kütüphanenizde bulundurmanız gereken bir yapıt diye düşünüyorum.
Rena'nın Yemini
Rena'nın YeminiRena Kornreich Gelissen · Altın Kitaplar · 199813 okunma
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yaşadığı ağır bir travma sonrası alan korkusu diye adlandırılan agorafobi hastalığına yakalanan Anna Fox aylarca kendini eve hapis etmiş ve tüm dünyası evi olmuş bir kadındır. Siyah Beyaz film izlemek şarap içmek internete takılmak dışında bir de komşu evleri gözetlemek gibi bir meşgale edinen Anna Fox bir gün gözetlediği komşu evlerden birinde bir cinayete tanık olur ve hikaye bu olaydan itibaren çok farklı bir boyutta ilerlemeye başlar.AJ Finn'in ilk romanı olan Penceredeki Kadın başarılı kurgusuyla gerilim türünü sevenler için kesinlikle kütüphanelerinde bulundurulması gereken bir kitap.Son dönemlerde aynı türden çıkan kitaplar arasında en iyisi diyebileceğim Penceredeki Kadın sürekli şaşırtan,düşündüren ve aynı zamanda gerilimi hep üst düzeyde tutmayı başaran ve oldukça sürpriz ve zekice bitiren finaliyle tavsiye edeceğim bir kitap olmuştur.
Penceredeki Kadın
Penceredeki KadınA. J. Finn · Pena Yayınları · 2018330 okunma
335 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
büyük beklentilerle almış olduğum kitabı maalesef büyük bir zorlamayla bitirebildim.yazar konuyu aktarırken o kadar çok farklı ve gereksiz detaylara giriyor ki asıl anlatacağı konudan insanı uzaklaştırıyor.temposu çok düşük ve yarım bırakmamak için çok zorladım kendimi.hiç beğenmedim
Lazarus Projesi
Lazarus ProjesiAleksandar Hemon · Everest Yayınları · 201310 okunma
Geri15
85 öğeden 76 ile 85 arasındakiler gösteriliyor.