Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDEN BİR TOPLUMDUK BİZ... “Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “Eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “Hu”ya giderdik…
Ölesin ki, doğasın.
Bir günde doğacaksın... büyüyene kadar onca sene geçecek, ama bilemeyeceksin ki, ağaçtan mı? topraktan mı? çimenden mi? yoksa bir nur'dan mı var edildiğini bulana kadar kaybolacaksın. Olup bitenden, yitip; gidenin, nereye gittiğini bulana kadar.. bulamayacaksın! Sorgulamadan Yargılamadan Susarak kabulleneceksin ölümü... Dur bakalım hele,
Reklam
Mart Ayı Hikaye Etkinliği
TERS ORANTI Müezzin Allahu Ekber dedi, kadın gözlerini açtı. Üzerindeki yorganı atıp, hafifçe doğruldu. Boğuk karanlıkta dün gece çıkardığı basma eteğini, el yordamıyla bulup üzerine geçirdi. Oyalı yemenisini başına takarken tuhaf bir hafifleme hissetti. Aylardır yaşadığı ağırlık uçup gitmişti sanki. Elleriyle vücudunu yokladı, buradaydı.
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ... “Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay ,Hay” Efendim ! diye kabul ederdik tekliferi… “Allah,Allah,Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye yada “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize … “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı . “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi … “Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi …. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel … “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz … “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi Tekke ve zâviyelerin iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim !“eskiden yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”… O güzel hallerimize tekrar dönmemiz ve yaşamamız dileği ile...
DİGEL YEZDAN
Ev hezar û çarsed sal e Li welatê min "enfal" e Ser û mal û namûsa min Li dijminê min helal e Evan misilmanên qeşmer Îslam li min kirin xencer Bi ayeta enfala reş Muhemed jî kirin Hîtler
Velhasıl kelam Azizim! eskiden yaşarken zikrederdik. Şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz. 🍂“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... 🍂“eyvallah” dilimizin pelesengi idi… 🍂“Hay”dan gelip “hu”ya giderdik…
Reklam
Dua kalbe şifadır.
🍁 Komşu Komşuya Seslenirken Dâhi Zikrederdik Biz... 🌼 🍁▪︎“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza...🌼 🍁▪︎“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi..🌼 🍁▪︎“Hay Hay” Efendim! diye kâbul ederdik teklifleri..🌼 🍁▪︎“Allah, Allah, Allah, Allah ” diyerek şehâdete koşardık Tuna boylarında.🌼. 🍁▪︎“Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahû ekber “ idi hayretlerimiz.
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ...
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay ,Hay” Efendim ! diye kabul ederdik tekliferi… “Allah,Allah, Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık, Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi; “ *Vaaaauuv* ” diye yada “ *ohaa* ” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “ *oh my god”* girmeden dilimize … “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı . “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi… “Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “MaşaAllah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi …. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel … “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz … “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi medreselerimizin, iş yerlerimizin evlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim! “eskiden yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”… O güzel hallerimize tekrar dönmemiz ve yaşamamız dileği ile... Allah'a emanet olun...
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ... “Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay ,Hay” Efendim ! diye kabul ederdik tekliferi… “Allah,Allah,Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye yada “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize … “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı . “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi … “Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi …. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel … “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz … “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi Tekke ve zâviyelerin iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim !“eskiden yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”… O güzel hallerimize tekrar dönmemiz ve yaşamamız dileği ile...Allah’a Emanet olun....
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hayy”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay Hay Efendim ! diye kabul ederdik teklifleri… “Allah Allah Allah Allah” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah, Sübhanallah, Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye yada “ohaa” diye gayri
Reklam
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ..
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “Eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay Hay” Efendim! diye kabul ederdik teklifleri… “Allah, Allah, Allah, Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye ya da “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize… “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı. “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi… “Allah Allah İllallah, Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi…. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel… “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz… “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim! “Eskiden yaşarken zikrederdik, şimdi zikrederken bile o hâli yaşayamıyoruz" O güzel hâllerimize tekrar dönmemiz dileği ile... ~Alıntı~
" KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ... “Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay ,Hay” Efendim ! diye kabul ederdik tekliferi… “Allah,Allah,Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye yada “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize … “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı . “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi … “Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi …. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel … “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz … “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi Tekke ve zâviyelerin iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim !“eskiden yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”… O güzel hallerimize tekrar dönmemiz ve yaşamamız dileği ile..."
ŞEHİT KİMDİR, KİME DENİR'?
Yalnızca Allah cc yolunda öldürülenler şehittir. Niyeti i’layı kelimetullah, islamı ve müslümanları muhafaza etmek değilse Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve selllem) komuta ettiği orduda harp edip ölse yine şehid olmaz. Bizler (Hayber'de) Rasûlullah'ın beraberinde hazır bulunduk. Resûlullah, İslâm'ı iddia etmekte olanlardan bir kimse
EKBER ŞAH ve EKBER DİNİ ÜZERİNE BİR BAKIŞ...
Şimdi de Hindistan Tarihi ile alakalı çalışmaya ve yazmaya koyuldum Ben bu yazma işini sevdim sanırım Tam bir Babasının Kızı hali modu... :) böyle olmak çok hoşuma gidiyor mutlu oluyorum Ekber Şah'ı ve Dini Siyasasını yazıyorum Ekber her yönü ile tarihteki en ilginç karakterlerden biri fikrimce ve araştırılmaya değer Yaratmaya çalıştığı din , akım hem gizemli ve sofistike hem absürd... Bu ciheti ile de çok ilgimi çekmekte Umarım eli yüzü düzgün derli toplu bir makale çıkarabilirim...
•Bütün zahir ölçüleri (şeriat) sımsıkı tutulmadan o hakikate varılmaz. •Ekber cihaddan geçmeden oraya varılmaz. •Nefs yenilmeden oraya varılmaz. •Allah Sevgilisinin ahlâkına bürünmeden oraya varılmaz. •Bir yol göstericiye varılmadan oraya varılmaz. •Yunus Emre gibi, tek kapısına, kırk yıl dümdüz odun taşımadan ortaya varılmaz. •Bu bir haldir,laf işi değildir;ve bu hali O'nun ruhaniyetine vâris bir yol göstericiden başka kimse gönüllerde tutuşturamaz.
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.