Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah-u Ekber!
Şeytan’ın ete kemiğe bürünmüş hali geberdi. Siyonist Para Baronu Fitnebaşı aileyi okumak isteyenlere tavsiye kitap ektedir.
Nisyan ..
*Eski büyüklerimizin hiç dilinden zikir düşmezdi* *Komşumuza seslenirken* *“Hu Hu” diye seslenirdik* *Bir işe başlacağımız vakit HAY DE derdik sonra (haydi ye daha sonra Hadiye dönüştü dillerimiz)*
Reklam
Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “Eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay Hay” Efendim! diye kabul ederdik teklifleri… “Allah, Allah, Allah, Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye ya da “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize… “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı. “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi… “Allah Allah İllallah, Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi…. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel… “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz… “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim! “Eskiden yaşarken zikrederdik, şimdi zikrederken bile o hâli yaşayamıyoruz" O güzel hâllerimize tekrar dönmemiz dileği ile...
Esmaül Hüsna دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى
• Allah’ü Teâlâ’ya ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile dua yapılır ve ancak Esmâü’l-Hüsnâ’dan biri ile zikir edilir. • Örneğin: “Tanrım! Tanrım!” diye dua edilemez ve “tanrı, tanrı” diye zikir edilemez. Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ buyuruyor: • “Esmâü’l-Hüsnâ (en güzel isimler) Allah’ındır. O halde O’na, onlarla dua edin.” (A’râf, 180) • “Yer
•Bütün zahir ölçüleri (şeriat) sımsıkı tutulmadan o hakikate varılmaz. •Ekber cihaddan geçmeden oraya varılmaz. •Nefs yenilmeden oraya varılmaz. •Allah Sevgilisinin ahlâkına bürünmeden oraya varılmaz. •Bir yol göstericiye varılmadan oraya varılmaz. •Yunus Emre gibi, tek kapısına, kırk yıl dümdüz odun taşımadan ortaya varılmaz. •Bu bir haldir,laf işi değildir;ve bu hali O'nun ruhaniyetine vâris bir yol göstericiden başka kimse gönüllerde tutuşturamaz.
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDERDİK BİZ... “Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza... “eyvallah” dilimizin pelesengi idi… “Hay”dan gelip “hu”ya giderdik… “Hay ,Hay” Efendim ! diye kabul ederdik tekliferi… “Allah,Allah,Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında… “Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “ idi hayretlerimiz. Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye yada “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık. “Tövbe estağfurullah” “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı. “Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize … “Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını… “Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz… “Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı . “Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi … “Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere “maşallah” “Ya sabır” öfkemizin ilacı idi …. “Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca… “Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel … “İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları… “Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz … “Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi Tekke ve zâviyelerin iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden… -Velhasılı kelam Azizim !“eskiden yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”… O güzel hallerimize tekrar dönmemiz ve yaşamamız dileği ile...Allah’a Emanet olun....
Reklam
İMANIN ŞUBELERi - Ebu Hureyre radıyallahu anh Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: - İman yetmiş küsûr şubedir. Ve haya da imandan bir şubedir. İZAHI: İmanın aslı, kâlb ile tasdik ve dil ile ikrardır. İmanın kemâli ise âmâli sâlihaya devam etmek ve masiyetlerden ictinab ederek, ahlâk-ı Muhammedî ile tehalluk
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.