Piyasaya çıktığı dönemde oldukça ses getirmiş bir kitap. Okumaya başladığınızda oldukça özensiz ve kötü bir dille yazıldığını görüyorsunuz. Bu durum kitabın okunmasını zorlaştırdığı gibi, kitaptan keyif de alamıyorsunuz. Muhtevası hakkında bir değerlendirme yapmıyorum, o okuyucunun kendisine kalmış, ama yazım dilini beğenmedim.
Kitap ülkemiz okurlarının bildiği konuların sadece detaylı olarak Hanefi avcının kendine göre anlatımlarindan oluşmaktadır. Sıkılmadan okudum ama bu kadar çok simonlaşan yöneticilerin grupların ortamında herkez başka bir taraf tutarken görevini sadece kendisi yapmış gibi anlatmış.bu kadarda ümitsiz olunmamalı
Öncelikle kitaptan edebi hiç bir şey beklememek gerekiyor çünkü yok. Ikıncı olarak kendini o kadar övüyor ve aklıyor ki yazanın bir "müdür" olduğu hakkında hiç şüphe bırakmıyor. Ama gene de yazıldığı dönem şartları değerlendirildiğinde oldukça açık bir uyarıyı barındırdığını bugün çok net bir şekilde görmek mümkün. Hatta yazdıklarının doğru çıktığını da gözlemleyebiliriz. Sadece kafalarda şöyle bir soru işareti bırakıyor "e peki sen bu oluşumlar için ne yaptın?". Kitap yazabilmiş olmak da pekala bir eylem gibi kabul edilebilir en azından duruşunu belli etmiş diyebiliriz.
Bu kitapta en çok beğendiğim satırlar..Haliç o kadar kötü kokuyordu ki diyor yazar. Arabayla bile geçerken camları kapatıp hızla uzaklaşıyordum oradan diyor. Ama Haliç'in etrafında ki parkta insanlar piknik yapıyordu ve bu kötü koku onları rahatsız etmiyordu.Uzun süre kötü ortamlara maruz kalan insanlar artık o kötü kokuya alışıyor ve bundan rahatsız olmuyorlardı..
Medyada duyduğumuz ama arka planında neler döndüğünü görmenize, anlamanıza vesile olan bir eser. Bu tarz başarılı eser yazan araştırmacı yazarlarda mevcut fakat yazar Hanefi Avcı gibi olayların içinden gelen birisi olunca bence daha güçlü bir etki yaratıyor.