Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.8
Hayal Kırıklığı --
Yanıldım, böyle bir kitap beklemiyordum.
3 defa okurken uyudum.
Bazı cümleleri öyle saçmaydı ki, zorla bitirdim Kitabı.
Bazı cümleleri çok güzeldi anlamlıydi zaten onların hatrina verdim 3 puani.
Hiç bir kitap bu kadar yormadı beni.
Halil Cibran'ı çok seviyorum aşırı güzel yazıyor ama bu kitabı yok. Ne desem az.
Şiirsel ve yorucu bir dille, çeşitli öğütler anlatan bir kitap...
İlk başlarda bir olay akışı olduğunu düşündüm ama bir topluluğa hitap ediliyordu. Ne yazık ki yazarın tarzıyla pek uyum sağlayamadım. Bu da okurken sıkılmama neden oluyor. Yine de yorumuma bakarak ön yargılı yaklaşanlar olsun istemem. Sonuçta her kitap, her insana başka türlü hisler veriyor.
Bilgelik
12 yıldır beklediği gemisi gelen ve gitme vaktininde gemiyle birlikte geldiğini anlayan El Mustafa, gitmeden önce 12 yıldır yaşadığı şehirdeki insanların sorduğu sorulara cevap vermeye başlar. Değişik konulardaki sorulara verdiği cevaplarla bilgeliği dökülür sözlerine. Okurken kendinizden de bir şeyler bulacağınız eşsiz bir eser. Keyifli okumalar dilerim umarım sizde beğenirsiniz.
"Ermişin Bahçesi" kitabının incelemesi.
Ermiş kitabından sonra bu kitapta ben de biraz hayal kırıklığına uğradım. 51 sayfalık kısa bir kitap olsa da öğütler tarzında geçiyor. Sessiz sakin bir kafayla yavaş okunması gereken ve yavaş yavaş sindirilmesi gereken bir kitap. Tavsiye ederim.
Kitap tek kelimeyle efsaneötesiydi diyebilirim. Halil Cibran'ı 'Ermiş' kitabıyla tanışmıştım o zaman da çok güzel etkiler bırakmıştı bende. Başucu kitabı olarak değerlendirmiştim ve hayatta herşeye dair kısa ama anlamlı mesajların olduğu bölümlerden oluşan bir eserdi.
Kum ve köpük de bol mesajli ve bilgi dolu bir o kadar da yönlendirici ve düşündürücü cümleler bulunmakta.
Felsefeyi seven, düşünmeyi ve farklı açılardan bakmayı sevenler için muazzam bir eser. Ben çok beğenerek altını çizerek, eklemeler yaparak düşünerek ilerledim.
Yani kitap kelimelerle anlatılacak gibi değil; okunmalı ve o hislerin, düşüncelerin, duyguların, sözlerin farkına varılarak yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yazarın bunları yaşayarak yazdığı kanaatindeyim öyle olmasaydı bu kadar derinden etkiler bırakmazdı diye düşünüyorum.
Altmışlı ve yetmişli yıllarda Batı Avrupa ve ABD gençliği arasında en yaygın okunan ve tartışılan yazarlardan biridir. Halil Cibran ve 1974'de "Ermiş"in, Aytunç Altındal tarafından Türkçe'ye kazandırılmasıyla ülkemizde de tanınmaya başladı ve ilgi gördü. Yaşadığı günlerde kitaplara egemenlerce, tehlikeli, ihtilalci ve gençliği zehirleyici bulunarak meydanlarda yakılmış, kendisi de Maonit Katolik Kilisesi'nce afaroz edilmiştir. Fakat Cibran, inançlarından ödün vermez ve şöyle der:
"Bunlar ve diğer öğretilenlerden söz edişim nedeniyledir ki cezaya çarptırılıp, sürgüne gönderildim ve kilise tarafından afaroz edildim... Geçirdiğim yıllarda hiçbir pişmanlığa kapılmış değilim. Gerçeği arayıp da acı çekmeye mahkumdur."
Ermiş'in Bahçesi, Cibran'ın ölümünden sonra yayımlanmıştır. Ermiş'in devamı sayılıyor. Bilge, "Ermiş"te Orphalese kentinden bindiği gemiden, yolculuğunu tamamlayarak bu kitapta iner.
Cibran'ın en sevilen yapıtı Ermiş'in devamı olan Ermişin Bahçesi, yazarın ölümünden sonra, 1933'te yayımlandı. Ermiş'in sonunda on iki yılını geçirdiği Orphalese kentinden ayrılarak denize açılan El Mustafa, doğduğu adaya, annesiyle babasının ebedi uykularına daldıkları bahçeye döner. Uzun bir aradan sonra müritleriyle yeniden bir araya gelmiştir. Onlara ayrılıktan, yalnızlıktan, zamandan, insanla insanı, insanla doğayı birleştiren bağlardan söz eder. Sözlerinde mutlu ve aydınlık bir hayatın sırları gizlidir yine.