İbrahim, üç meleğe de bakıp Halilullah olma sırrını ifşa etmiş:
– Dostumla arama girmeyin, O ne emrederse o olur. Muradı beni ateşle
yakmaksa, kusurum var der sabrederim, kurtarırsa da şükrederim.
İbrahim üç meleğede bakıp Halilullah olma sırrını ifşa etmiş. 'Dostumla arama girmeyin. O ne emrederse o olur. Muradı beni ateşle yakmaksa, kusurum var der sabrederim, kurtarırsa da şükrederim,' demiş....
Kudüs Yafa kapısı üzerinde Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından “Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah" yazılı kitabe var. "Filistin'den, Gazze'den banane" diyen zihniyete hatırlamakta fayda var: O topraklar benim!.. Sizin isteğinizin benim açımdan hiçbir önemi yok. Tarih, Türk'ü çağırıyor! Siz isteseniz de, istemeseniz de bu çağrıya kulak vereceğiz!
Yirminci yüzyılın ilk yarısı Avrupa için, ikinci yarısı Ortadoğu için, yıkım yüzyılı olmuştur. Yirmibirinci yüzyılın mimarları, kutsal kültürü toplumların afyonu olarak görenler değil, hayatın kaynağı olarak görenler olacaktır. Onlar bir yanlarına Mekke’yi, bir yanlarına Medine’yi alarak, Kudüs’ten geleceğe yürüteceklerdir. İnsanların harabeye
"Kudüs'te Yafa Kapısının üstünde'La İlahe İllallah İbrahim Halilullah' yazıyor. 'Muhammed Rasulullah' yazmamışlar ki, orada ki Müslüman olmayanlar kendilerini dışlanmış hissettmesinler diye."
652. Kudüs'ün Yafa kapısına İslam halifesinin yüzyıllar önce yazdırdığı yazının Müslümanları yobazlıkla suçlayanları utandırması:
"Lâ ilahe illallah, İbrahim Halilullah."
(O dönemde Osmanlı’nın bütün bölgelerine Lâ ilâhe illallah, Muhammedun resûlullah” kitabesi yazdırılırken, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Kudüs Yafa kapısının üzerine “Lâ ilâhe illallah, İbrahim Halîlullah” yazdırılmış ve üç dinin ortak atası olan bir peygamber öne çıkarılarak burada yaşayan Yahudi ve Hristiyanlar da gözetilmiştir. Bu yazının altından geçerek şehre giren hiç kimse bu yazıdan rahatsız olmamış ve surlara kazınan bu ruh toplumsal hayata da yansımıştır.)
Bu kısım belki de en çok hoşuma giden kısım oldu. Kitap, çoğu kişiye hitap eden bir kitap. Başta basit gelebilir - ki bana öyle geldi - lakin şükredilecek başka şeylerin olduğunu da idrak ettiren bir eser. Farkındalık kazanmak adına okuyabileceğiniz, farkettiğiniz o nimetlere "Elhamdülillah" bunlar da varmış diyeceğiniz güzel bir şükürler kitabı :) Tavsiye ederim.
Bab'ül Magrib" (Faslılar Kapı- SI) önündeki Kanuni dönemi Osmanlı kitabesiyle karşılaştım. Kitabedeki ibare asırları aşan bir bilgeliğin, devlet adamlığı ferasetinin birikimini günümüze yansıtıyor: "Lâ ilale illallah İb- rahim Halilullah..." İbrahim'in çocuklarının şehrinde, herkesi kucaklayan, her dem taze bir söz bu! Osmanlının Kudüs'ü asırlarca çok küçük, sembolik bir askeri birlikle barış içerisin- de yönetebilmesinin özü, sırrı bu sözde saklı.