Yaratıklar topluca çağrışırlarken, herbiri canının derdine düşüp "Nefsî nefsî!" diye bağırırken seslerini bir tahayyül et! "Nefsi, nefsî" sözünden başka bir şey duyamazsın. O gün ne korkunç bir gündür! Sen de onlarla birlikte sadece kendini düşündüğünü ve Rabbinin azab ve cezasından kurtulmaya çalıştığını haykırırsın.
Allah katındaki değerlerine ve yüksek makamlarına rağmen Adem Safiyullah, İbrahim Halilullah, Musa Kelimullah, isa Ruhullah ve Kelimetullah'tan herbirinin Rabbinin şiddetli gazabından korkarak: "Nefsî nefsî!" diye seslendiği bir günü ne zannedersin?! O günkü korkun, telaşın, üzüntün ve endişenle kendini onlarla mukayese edebilirmisin?
İbrahim, üç meleğe de bakıp Halilullah olma sırrını ifşa etmiş:
– Dostumla arama girmeyin, O ne emrederse o olur. Muradı beni ateşle
yakmaksa, kusurum var der sabrederim, kurtarırsa da şükrederim.
İbrahim üç meleğede bakıp Halilullah olma sırrını ifşa etmiş. 'Dostumla arama girmeyin. O ne emrederse o olur. Muradı beni ateşle yakmaksa, kusurum var der sabrederim, kurtarırsa da şükrederim,' demiş....
Kudüs Yafa kapısı üzerinde Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından “Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah" yazılı kitabe var. "Filistin'den, Gazze'den banane" diyen zihniyete hatırlamakta fayda var: O topraklar benim!.. Sizin isteğinizin benim açımdan hiçbir önemi yok. Tarih, Türk'ü çağırıyor! Siz isteseniz de, istemeseniz de bu çağrıya kulak vereceğiz!
Yirminci yüzyılın ilk yarısı Avrupa için, ikinci yarısı Ortadoğu için, yıkım yüzyılı olmuştur. Yirmibirinci yüzyılın mimarları, kutsal kültürü toplumların afyonu olarak görenler değil, hayatın kaynağı olarak görenler olacaktır. Onlar bir yanlarına Mekke’yi, bir yanlarına Medine’yi alarak, Kudüs’ten geleceğe yürüteceklerdir. İnsanların harabeye