Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dil söyler kalp yara alır. " Kim bilir fütursuzca söylenen hangi sözdü onu yaralayan ...
Sayfa 210Kitabı okudu
Dünyadaki bütün dil ailelerinin sınıflandırılmasını, hangi dilin hangi kola ait olduğunu, konuştuğun dilin yapısını, morfolojisini en ince detayına kadar bilmene rağmen mevzu hoşlandığın kişiye açılmak konusuna gelince kendi dilini bile unutma aşamasına gelmek... Yaşayan bilir bu hissi.
Reklam
Biz Kimiz ?
Mutlu olmanın, huzurun ve bir tutam sevincin pe­şinde değil miyiz bunca yıldır? Her hareketimizin asıl sebebi aslında bu değil mi? Güzel kıyafetler giyerek, iyi arabalara binerek, lüks evlerde oturarak aslında ken­dimizi iyi hissetmek istemiyor muyuz? İstiyoruz elbet­te. İstiyoruz istemesine ancak bu arayışın karşılığında verdiğimiz bedellere bir bakın. Hepsi maddi şeyler. Hepsi kendimizi iyi hissedebilmek adına aldığımız ürünlerin karşısında kesilmiş faturalardan ibaret. Ve bu faturaların miktarıyla ölçmeye çalıştığımız sözüm ona “mutluluklarda donatılmış etrafımız. Biz gerçek­ten bedel ödemenin tam olarak ne olduğunu, nasıl bir anlama geldiğini kavrayabildik mi? Böylesine bir kay­bolmaya gerçekten cesaretimiz var mı ki bulmalara ve hatta belki de sonucu belirsiz aramalara kalkışıyoruz? Bu bulmanın karşılığında hangi bedeli ödeyecek, hangi İsmail’imizden vazgeçeceğiz? Her şeyden önce aradığımız şeyin ne olduğunu bi­liyor muyuz? Mutluluk tam olarak nedir ki onu satın almaya çalışıyoruz? Huzur nasıl bir nesne ki ona mad­deyle paha biçip neyse fiyatını vermeye kalkışıyoruz? Bizler peşine düştüğümüz bu şeyin tam olarak ne oldu­ğu bilgisine erişebildik mi? Biliyorum zor sorular bunlar. Ancak tüm bu soruların zorluğu da yine bizden kay­naklanmaz mı? Soruyu soran da o soruya cevap verecek olan da yine bizler değil miyiz? Peki ama biz kimiz?
Her şey sadece sözcüklerde kalıyor. Neyi koruyacağız, hangi ağacı? İnsanlara doğanın önemini anlatırken, bir yandan ağaçları yok edilmesini neyle bağdaştıracağız. Dil bu kadar "lal" olurken kime derdimizi yakaracağız.
Tarih başlangıcında gizlidir. Başlangıcını çözemeyenlerin tarih bilgisi,tüm felaketlerin nedeni olan cehaletin de temelidir. İnsanlık için beşiklik durumu, öyle kolay göz ardı edilemez. Hangi insan ben beşikte büyütülmedim diyebilir ki? Eğer yok deniliyorsa, o zaman beşikliği, anlaşılmadan,hakkı verilmeden,insanlığında değeri ve gerçeği anlaşılamaz. Bir ana binlerce yıl seni beşikte besleyip büyütecek,sonra da sen ‘bu benim geçmişim değil diyeceksin. Ben kentlerde oluşan sınıflı toplumun bir değeriyim. Beni yalnız bu ilgilendirir.’ diyeceksin. O zaman bu insanlık tarihi değil,sınıflı toplum tarihi olur. Beşiklik dönemi ,sadece bir ağlama,mama isteme dönemi değildir. İlk dil ve düşüncenin,ilk yürüyüşün, doğanın ve toplumun tanınmaya başlandığı dönemdir Kadın Özgürlüğü
176 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yuval Noah Harari'nin yazıp, Ricard Zaplana Ruiz'in illüstrasyonlarla katkıda bulunduğu harika bir kitap. Eser aynı zamanda Harari'nin daha önce yazmış olduğu Sapiens kitabının gençler için tasarlanmış versiyonu niteliğinde. Sapiens okumadan once bir Harari antremani niteliğinde oldu. Dört ciltten oluşacak serinin bu ilk cildinde Sapiens atalarımızın diğer insan türlerini nasıl yok etmiş olabileceği, dünyaya nasıl yayıldıkları, ulaştıkları yerlerdeki iri cüsseli hayvanların soylarını nasıl ve neden tükettikleri, bunları küçük bedenlerine rağmen hangi süper güçle yaptıkları her yaştan bireylerin anlayabileceği basit bir dil ile anlatılmış. Sevdiğim bir kitap oldu. #kitap #edebiyat
Durdurulamayan İnsanlık: Dünyanın Hâkimiyetini Nasıl Ele Geçirdik
Durdurulamayan İnsanlık: Dünyanın Hâkimiyetini Nasıl Ele GeçirdikYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 2022826 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.