Sizinkisi hangisi :)
Dilin okuması kıraat,
Aklın okuması tefekkür,
Kalbin okuması hayattır.
İmam Gazali
hangisi daha kolay
var olmak mı
yok olmak mı
EL James -Karanlığın Elli Tonu
Birinci kitapta aşk ve şehvetin dibine vuran Anastasia, serinin devam kitabı ile o dipten çıkıyor. Bu ayrılık Christian’ı Anastasia’dan daha çok etkiliyor. Daha önce hiç bilmediği vanilya kokulu yollardan onu geri kazanmaya çalışıyor. Sahiplenmenin dozunu kaçırmış olsa da içindeki büyümemiş çocuk açığa çıkıyor.
Şehvetse hem bu ilişkiyi hem de bu romanı pembe yaldızlı ipliklerle sarıyor, sarıyor, sarıyor…
Fakat Christian’ın güvenli alanı olarak sağladığı geçmişindeki karanlık izler ikisi içinde filizlenen umuda karabasan gibi çöküyor.
Sado-mazoşist bir karakterin ruhu yarasız olur mu hiç?
Yine de gümüş topların parlaklığı, Anastasia’nın sakarlığı, masumluğu Christian’ın saf ve koşulsuz bir sevgiyle tanışmasını okumak o kadar keyifli ve tatlı ki.
E-posta yazışmaları, jestleri…
Yazar öyle becerikli ki bu sunuş şekli bizi bağlayan aslında.
İlişkinin gelişme kitabı olarak değişim ve gelişime anbean şahit oluyoruz.
Çocukluk travmalarımızın bugünkü bizi yarattığını, aldığımız hasarları halen nasıl yönettiğimizi düşündürüyor.
Biriyle paylaşınca nasıl azaldığını, sevmenin ve sevilmenin iyileştirici gücünü, yalnızlığı zırh edinip içine atmanın karanlığını…
Aklıma şu sözler geldi:
“Hangisi daha önemli?” diye sordu Büyük Panda
“Yolculuk mu? Yoksa varacağın yer mi?”
-Sana kimin eşlik ettiği.
dedi Küçük Ejderha.
Münzevî
Kimsesizimdir ben, kimsesiz yorgun bir münzevi.
Yağmur düşmez çorak topraklarıma.
Geçmişim soluk, geleceğim filizlenmez ve kışın ayazı hiç geçmez gönül bahçemde.
Çatlaktır dudaklarım ve parmak uçlarım.
Konuşamam, kalem tutup geleceğimle yazışamam ve geçmişime haber uçuramam.
Göz yaşım yoktur benim, kurudur göz kuyularım.
Ciğerim yanık ve zedeli.
Göğüm hep alaca, toprağım hep karadır benim.
Bataklık ve sivri pıtraklarla süslüdür, sisli uzun yolum.
Ömrüm yetmeyecek bilirim ama yürürüm nasırlı parmak uçlarımla, küçük ve acılı adımlarla.
Saf sevgiyi bulmaya, huzura kavuşmaya, sonsuz uykuya dalmaya, hangisi en yakınsa ona.
Zamanı kısır, gözleri kısık, adımları kısa ve yolunun sonu meçhul bir münzeviyim ben.
Gam-ı Umman
Soru cevap metini :)
Soru cevap yazmaya geri dönmek istedim.Part kaç olduğunu hatırlamıyorum ama özlemişim. :)
Soru 1=Son zamanlarda okuduğunuz kitapları ele alarak şu an en sevdiğim ve en sevmediğim kitaplar dediğin neler var?
En sevdiklerim=Asi çakıltaşı,küçük mucizeler,İçimdeki güneş,yalancı aşklar sokağı,sevgili limon çiçeği,sarı puantiyeli şemsiye,yıldız
Seni bir daha yazmayacağımı söylemiştim bu satırlara.
Bilmem kaç zaman önce, bu son vedam demiştim.
Bunu kaçıncı deyişim?
Bilmem bu kaçıncı vedam sana.
Bu vedalar ..
Bana mı, sana mı, içimde yeşeren bende kalana mı..
Bu sevda ..
Sana mı, içimde büyüttüğüm bende kalana mı..
Seni konuşuyorum zaman geçiyor.
Bir daha anmayacağım diyorum zaman geçiyor.
Konuşsam da anmasam da geçen sadece
Zaman oluyor..
Hangisi zor geliyor hatırlamak mı?
Bildiğin hakikatleri kendinden saklamak mı..
H.H
Pencereme yansıyan gölgeler ve
gölgeler de biriken acılarım.
Hangisi daha ağır
hangisi daha yorucu bilmiyorum .
Vazgeçtim artık senden ve sana olan
umutlarımdan ..