Ey müslümanlar!.. Allahu Tealâ'nın kitabını bırakıp bu hale geldikten sonra elinde lâmba bulunduğu halde onu söndürüp körlerden kılavuzluk bekleyen adam gibi oldunuz.
'Bilinmelidir ki, peşinden amel gelmeyen bir inancın anlamı yoktur. Keza, peşinden tahkik ve o yolda fedakârlık gelmeyen bir inancın da sahibine yararı yoktur...'
“Üstlerindeki göğe (ibret ve tefekkür bakışıyla) bakmıyorlar mı ki, biz onu nasıl (direksiz bir şekilde) kurmuş ve (yıldızlarla) süslemişiz. Öyle ki hiç bir çatlağı (ayıplanacak bir eksiği) dahi yok. Yeryüzünü de yayıp üzerine (yeryüzünü dağılmaktan koruyan) dağlan kondurmuşuz. Sonra da Allaha yönelen (itaata koşan) kullara (bizi hatırlatan bir) öğüt ve (isbatlayan) bir delil olsun diye topraktan, gören gönüllere hoşluk veren her bir çiftten (bitki türünden) bitirmişiz. Gökten mübarek bir yağmur indirmiş ve onunla kullara rızık olsun diye bahçeler, biçilecek taneler ve kat kat tomurcuklan birbirine girmiş yüksek hurma ağaçlan bitirmiş ve bu suyla ölü bir toprağı diriltmişiz, (ölümden sonraki) diriliş de böyledir.’’ (Kaf, 6-11)