İslâm, aşkınlığın ve toplumun çok önemli iki boyutunu barındıran birbirinden ayrılmaz o ilâhî ve beşerî bir dünya inşa etme projesini, bilimlere ve sanatlara, her insana ve her topluma yükleyen Allah, dünya ve insan görüşüdür.
Bugün İslâm'a neler borçlu olduğumuzu bilmek, kesinlikle tarihçinin uzmanlık alanı, meraklının hobisi veya hayalperestin zevki meselesi değil, aksine mutlu bir geleceğin kurulması için çırpınan, çabalayan ve fikirler üreten herkesin görevidir.
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden
Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir laf var, buyurun size durum
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey
Benim adım bay Necip, babamın ki Fazıl bey
...
#NFK
Kitabı hocamızın sınavda sorumlu tutması sebebiyle okudum yani ilgili olmadığım için bazı kavramları anlamakta zorluk çektim bu da yer yer sıkılmama neden oldu. Bu sebepten dolayı biraz geç bitirdim.
Kitap geneli itibariyle insana bilmediği bir çok konu hakkında fikir sahibi olmasına katkıda bulunuyor. Özellikle Ateizm ve Teizm hakkında fikir
Doğal bilimler, pek çok şeyin maddi terimlerle anlaşılabileceğini göstermiştir. Ancak zihin, bu çerçevede bize en azından iki problem verir.
İlki subjektif deneyimin ham duyumsaması olan bilinçtir.
İkincisi, kendisinin ötesindeki bir şey hakkında bir varlık niteliği olan düşüncenin "niyetliliği". "Hakkındalık" fiziksel bir bağıntı gibi görünmez.
Zihnin bize verdiği bu problemlere üç şekilde çözüm sunulmuştur:
1) Eleyicilik,
2) İndirgeyicilik,
3) Zihnin indirgenemezliğini kabul eden; fakat onun maddeye çok yakın bir bağla bağlı olduğunu savunan görüş.
İlk iki görüş, katı materyalist görüş iken, üçüncüsü, ılımlı materyalist görüştür.