Dokuz yıl oldu ve sesinin tek bir tonu bile değişmemiş,bedenimin tek bir siniri bile onu farklı algılamıyor.Hiçbir şey yitmemiş,hiçbir şey geçmemiş,varlığı eskiden olduğu gibi sevgi dolu bir mutluluk yaratıyor.
Ama aşk,bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu,nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı.
Onlara dedim ki,ölüm sizsiniz
Hiçbir Tanrı iyi yapamaz sizi
Hiçbir kötülük utandıramaz
Her cümleniz bir çocuk tabutu
Her annenin ağıtı baş yastığınız
Babaları çoktan gömdünüz
Çocuklarının koynuna
Bütün mezarlar varoluş tahtınız
Eyvah ki her gün biraz daha zalim
Kapanmayacak açlığı ruhunuzun
Hepimizin hayatını utanca çevirdiniz
Kendi yalnızlığı içinde yok olup gitmekte olan bir adama bir kadın geliyor,yıllardır odasına giren ilk beyaz kadın...ve birden hissediyorum ki,odada kötü bir şey var,bir tehlike.