Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ekonomisini başka ülkeleri sömürerek kalkındıran batıya özenip ingilizlerin kuklası edilmiş vatanımızı tüm darbelere rağmen toparlamaya çalışanlara burun kıvıranlar, belli ki geçmişe hasretle kukla olma derdindeler.!
Sömürünün son bulduğu günlere hasretle..
“Emeksiz Zengin Olanın/ Kitapsız Bilgin Olanın/ Sermayesi Din Olanın/ Rehberi Şeytan Olmuştur”
Reklam
Mektuplar varmış eskiden Aşk ile yazılır Güç bela iletilir Hasretle okunur Yıllarca sevilirmiş Bir ekran var şimdi "İletildi" "Okundu" "Şuan aktif: "Bekle ki yazsın" Ekran gitti sevgi bitti.
Ömrümün hasretle geçen her günü Bilmezsin gün müdür, hafta mı, ay mı? Günlerce görmeden güzel yüzünü Bu gizli sevdâyı çekmek kolay mı? Ben şimdi o güzel çehreden başka Ne bir yüz düşünür, ne hatırlarım. Kanımla yazsam da bu çılgın aşka Tercüman olamaz şu satırlarım. Bir zaman gülerek nasıl yaşardık Bugünse hayatım ne boş emektir! Hasretle uzayan bir ömrü artık Bu sürmek değildir, sürüklemektir!
Necmettin Halil Onan
Necmettin Halil Onan
UZUN 1 YOLCULUK
Uzun 1 yolculuk... Uzun bir yolculuğa çıkarız belki... Ne dersin Karlı bir kış akşamında Buğulu camların ardından bakardık yollara Bacasından gri duman tüten soluk sarı ışıklara
Suretini her gördüğümde gurbete muhacir bir adamın hasretle hemşerisine rast gelmesiyle patlayan coşkuya benziyordu. (Boran Deniz)
Reklam
''Beni çağırıyorlar, duyuyorum... ses etmeyin dostlarım, ses etmeyin sakın! Galiba bu ses... ömür boyu hasretle beklediğim, uğruna zindana girdiğim; hayat sillesinde yıkılmadığım... başım dönüyor, gözlerim bulanıklaşıyor; umutlu ve hevesliyim, işte gidiyorum... sakın ses etmeyin dostlarım!'' Z.a
Hasretle geçen bir hayat işte hem her yere hem hiçbir yere ait olamamak...
21.04.2024
Ellerim buz kesmiş gibi soğuk, sanki dokunsa hissedemezsin, sanki dokunmaktan çekinirsin. Zaman, sanki koşuyor, hiç durmadan ilerliyor, bir anı bile es geçmeden. Vakit ise dar geliyor, yetmiyor, sığamıyorsun içine. İsmin gizli, sanki yüreğimin en derin köşelerine saklı, sadece benim bilip hissettiğim bir sır gibi. Gözlerim yine göğe dönük, hisli hisli bakıyorum. İçimde fırtınalar kopsa da dışarıya hiçbir şey yansımıyor gibi. Yaralarımı dikerken dikişler tutmuyor, sanki her bir dikişten damla damla seni kaybediyorum. Kara bulutlar gökyüzünü kaplamış, her yer gri, her yer sisli. Sırlanmış yıldızlarım var, içimde parlayan ama kimseye gösteremediğim. Yollar ıslak, sokak sokak seni arıyorum. Ama bulunmuyorsun, sanki bulunmak istemiyorsun. Gözlerim nemli, istesem de gizleyemem içimdeki fırtınayı. Gel desem yine gelmezsin, her seferinde kalbim biraz daha kırılır. Bilirim ki, sen de beni istiyorsun ama ayaklarına söz geçiremezsin. Kırk hüznün kırkını yaşadım, arttı yüzümdeki çizgiler, döküldü saçlarım. Otuzumda yaşlandım, her yaşamış olduğum acıyla birlikte. Bilemem, zaman tekrar getirir mi bizi yan yana? Hasretin ateşi her an içimi yakıyor, yanan bir ateş gibi. Ya öldür beni bu hasretle ya da yaşat, ama ortada bırakma beni. Seni heba etmedim, sevdamı korudum. İplere boncuklar dizdim, her birine senin yüzünü çizdim. Yokluğunu yaşadım, çektiğim acıları hiç bitmedi. Öldüm ve öldüğümü hissettim, ama sonra dirildim ve yeniden hayata tutundum.
Reklam
yaşam bazen her şeyin uzağında ve yalnızlık içinde takılıp kaldığımız bir ana dönüşür. sanki her şey orada çözülmez biçimde bir başka acıyla düğümler bizi. en çok da sönmeyen bir hasretle, yaşanmamış zamanlarla. kalbimizin o solgun atışıyla sızan her şeyde eksikliğimiz çoğalır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.