Okuma yolculuğum esnasında uğradığım ikinci Steinbeck istasyonu..İlki Fareler ve İnsanlar’dı ve neredeyse 30 yıl önce okuduğum bir kitaptı. Belki de çocuk olmanın getirdiği bir duygusallıkla beni oldukça etkilemiş bir kitaptı. Kitabın finali birçok okuru üzdüğü gibi beni de üzmüştü. Fakir insanların kurdukları hayaller, umutları ve kitabın sonunda karşılaştıkları acı gerçekler ve tüm hayallerinin yıkılması. Yoksullar için hayal kurmanın tehlikeli olduğunu anlatan en başarılı romandı benim için.
İnci ile Fareler ve İnsanlar’ın benzer özellikleri olduğu gibi farklı tarafları da var. En önemli fark kitap Amerika’da değil Meksika’da geçiyor. Kendi halinde bir inci avcısı ve ailesinin hayatının buldukları bir inci ile nasıl değiştiği anlatılıyor. Burada da gene bulunan inci sonrası kurulan basit hayaller (ki bu hayaller çoçuklarını okutabilmek ile alakalı genelde) var. Ama bir de hayatın acı gerçekleriyle de karşılaşmaları söz konusu gene. Ve yine kitabı bitirince hüzün duyuyorsunuz. Bu arada kitabın baş kahramanı Kino’nun kişiliğinde oluşan değişim de var İnci’nin bulunması sonrası. Biraz Yüzüklerin Efendisi’ndeki Gollum karakterine benzettim bu kısmı. Sahip oldukların bir süre sonra sana sahip olur.
Kısa bir roman olmasına rağmen Steinbeck gene okuyucuyu yakalamayı bilmiş. Yoksul insanların dünyasına bu kadar iyi nüfus edebilen yazar sayısı çok değil. Hele ki büyük buhran döneminde yaşamış bir yazarsanız etrafınızda bolca malzeme bulabilirsiniz. Steinbeck de yoksulların dramlarını bize en yalın şekilde aktarabilmiş.
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,5bin okunma
İtiraf etmeliyim kitabı neredeyse 2/3'sini bitirene kadar ilerlemekte çok zorlandım, sıkıldım. Konsantre olamadım, an be an hikayenin üç hafta öncesine, üç hafta sonrasına atlamaktan kafam karıştı okurken. Hayaller ve gerçekler arasında kayboldum.
Gittikçe Fitzek'in böyle sıkıcı bir kitabının da olduğu düşüncesi üzüyordu beni açıkçası. Ta ki son 1/3'lik kısma gelene dek. Artık olaylar birbiriyle bağdaşmaya başlayınca kitap bir anda çok enterasan olmaya ve ilgimi çekmeye başladı. Kitabı beğenmemdeki en önemli etken hikayenin sürpriz sonu oldu, çok etkileyici ve aynı zamanda öğreticiydi benim için. Konu Fitzek olunca böyle hiç beklenmedik, sarsıcı, şaşırtıcı sonlara hazırlıklı olmak gerekir. Paket kitabında da yine okurlarının beklentilerini karşılamakta başarıyı yakaladığını düşünüyorum.
İyi okumalar.
Hayalin gerçekte en çok çekemediği, durağanlık değil,
değişkenliktir kalıcı olan hayallerdir; gerçekler ise, değişken...
Hayal, gerçeği hep istediği biçimde kurar; ama gerçek, hep kendi biçiminde oluşur.
İşin kötüsü, hayal, kafasına dank etmiş, geçmiş gerçekleri bile, yoğurur, biçimler, kendi istediği biçime sokar -
hayalin