Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocukken hep "kahverengi" bir hayatım olsun isterdim, hoş gelirdi. Çok kitap okuyayım, çok gezeyim, çok konuşayım, hiç yorulmayayım isterdim. Ben isterdim ve severdim. Ne sevdiklerim beni sevebildi, ne istediklerim gerçekleşti. İçimdeki çocuk kan ağlıyor. Çünkü benim hayatımda değil kahverengi, hiç bir renge yer yoktu. Ben simsiyahtım; geceye karışmış, geceyle bütünleşmiştim. - inci
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Saat gece 03.00. Hayatımda hep mi yanlış insanlara denk gelmişim, nasıl bunu yaşamışım diye düşünüp ağlamaktayım. Çok güzel bir hismiş, birilerinin sizi tanıması olduğunuz gibi hemde.
Hayatımda ilk defa bir bayramı kendi evimizde geçirdim. Hep ailemle, başka şehirde olurdum. İlk defa evimizde ve ailem olmadan tek başıma duvarlara bakarak gecirdim. Yillardir ilk defa bir bayram sabahinda evde insan oldugunu görmek nasil bir duygu olduğunu sordum duvarlara. Henüz bir cevap vermediler, verirseler sıkıntı.
En yakın dostum Azrail Her an yanımda, hem de kol kola Korkmuyorum ben hiçbi' şeyden Üçten beri ben sensizim baba Eksikliğini hep hissettim, ah Be-belli etmedim Hayatımda hiç olmadı bahane Aileme inat hep "Devam" dedim...
Bu gençler de tıpkı bu filozoflar gibi var olan gerçeği reddediyor, başka bir gerçeklik boyutunda yaşamak istiyorlardı… Çünkü var olan gerçek, zamanın onlarda açtığı yaraları daha çok ve daha acımasızca kanatıyordu… Gerçekle bağlarını yitirenler gerçek dışını özlüyorlardı… Zamanın akışına dayanamayanlar zamanın dışına çıkmayı özlüyorlardı… O
Reklam
Bir terazi kurulsa kalbim hep ağır basar. Belki de benim çıkmazım budur. Bocaladığım yer budur belki. Bazen herkesin çokluğu birisinin yokluğu kadar yer etmiyor hayatımda. Size kulak kesilmediği sürece hiçbir sözcük, hiçbir anlatış muhatabına varmayacak. ne kadar içten ve büyülü olursa olsun dokunmayacak. Kalbin kelamını sahibi bilir derler ya tam da öyle karşılıksız bir şeye söz sarfetmek..
Dün seni seçtim. Bugün seni seçiyorum. Yarın seni seçeceğim. Hep seni seçeceğim. Sana aşığım. Sen benim hayatımda bir kez olanımsın. Hayatımın aşkısın. Sen benim sonsuzluğumsun. Sonsuza dek kalacaksın.
Oğuzhan Özpolat
Oğuzhan Özpolat
Tavşanlar aslında o kadar da fena hayvanlar değilmiş (:
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum. Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
35 yaşındasındır oğlun 17 olmuştur falan ;)
Ben ilk kez ilk okul öğretmenime aşık oldum sonra bir sınıf arkadaşımı sevdim gibi bişe oldu lisede bir delikanlı sevdim ilk aşkımdı. Evlendik. Hatta çocuk da yaptık. Cinsiyetini bile bilmeden doğuma girdim ama ben hissediyordum oğlandı, ona o kadar bağlanmıştım ki karnımdayken herşeyimi anlatıyor, müzik dinletiyorum, odasını kitaplarla
Reklam
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
Dün seni seçtim. Bugün seni seçiyorum. Yarın seni seçeceğim. Ben hep seni seçeceğim. Sana aşığım. Sen benim hayatımda bir kez olanımsın. Sen benim eksik olan parçamsın. En iyi dostumsun. Hayatımın aşkısın. Sen benim sonsuzluğumsun, ve sonsuza dek kalacaksın..
“Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili, biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım. Yaşamak ne güzeldir be sevgili... Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek... Ve o vaz geçilmez sancılarını duyarak hayatın...”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.