Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

hazal vardi

Onunkinden değil, kendi ahımdan korkuyorum. Ben bu hayatta en çok kendi ahlarımdan korkuyorum.
Reklam
Git, sarıl, ne kadar üzgün olduğunu söyle, sonra vedalaş. Yok, nerede... İlla duygusal bir sahne yaratacağım, illa kendime zırnık koklatmadığım o sonsuz şefkatimle birine iyi geleceğim, illa kendimi gerekli hissedeceğim. Yok "Ben yanındayım"lar, yok "Merak etme, ben hallederim"ler. Bir kez daha ayarsız sevecenliğimin kurbanıyım. Merhametim batsın.
Bir dönem her şeyin yolunda gittiğine neredeyse inanacak oldum. Ama öyle şeyler oluyordu ki, ben istediğim bahaneyi uydurayım, istediğim çiçeği ekeyim, balkonu botanik parkına çevireyim, "Canım evim" diye duvarlara falan sarılayım, kapıyı kapatayım, dışarıda fokur fokur kaynanan cinnet açık unuttuğum bir aralık bulup içeri süzülüyor, beni ağılı bir duman gibi sinsi sinsi zehirliyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O da gittikten bir süre sonra kendimi ormanını yitirmiş bir ağaç gibi hissetmeye başladım, çölün ortasında tek başına bir tenere ağacı, bir ormanın son üyesi. Yine de öyle ya da böyle devam ediyordu ya hayat, pes etmemeye kararlıydım, küçük bahaneler icat edip bir biçimde tutunmam gerektiğine inandırdım ben de kendimi.
Hemen değil ama zamanla anlıyordun ki, bir hayattı kaybettiğin, kendi hayatına bitişik bir hayat, bir komşu yaşam öyküsü. O gidince hayatlarınızın yabani bitkiler gibi yıllarca birbirine doğru büyüyüp iç içe geçtiği yeri, bu müşterek alandaki şahsi hikayeni, yani onun yanındaki seni kaybediyordun. Karşılıklı oturduğunuz masaları kaybediyordun.
Reklam
"Yaşamın ilk çabası kabuk oluşturmaktır." Gaston Bachelard
Kendileri için tüm özgürlükleri, kolaylıkları ve zenginliği isteyen, halka ise en ağır yoksunluklara katlanmanın gerekli olduğunu öneren üst sınıflara kızgındı.
Her yerde ve her zaman halk kitleleri sabretmek, katlanmak zorunda bırakılır. Sabır, uzlaşma ve yoksunluklar kitlelerin bir nevi görevi haline gelmiştir. Pek çok konuda saldırıya uğramış, küçümsenmiştir.
"Bildikleri gibi yaşamaya devam etsinler. Başlarına iyi bir şey gelirse ne âlâ, kötü zamanlarda ise sabırlı olsunlar."
Ben olmasam da her yer 'filozof' kaynıyor. Mezar taşlarını seviyorsanız mezarlığa gidin. Ben ölülere değil, yaşayanlara sesleniyorum. Sizi ölümden, toplumsal çürümeden ruhsal yeniden doğuşa çağırıyorum.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Zavallı halk! Hem acı çeken, hem çektiren, hem soyguna izin veren, hem de soygunu yapanın ta kendisi halk! Amerika'yı keşfetti insanlık, yağmaladı, yine de fakir kaldı. Tanrı sevgisi uğruna gösterişli tapınaklar inşa ettiler, tapınakları önündeki meydanlarda binlerce insanı yaktılar. Tanrı'ya duydukları sevgi adına öldürüldüler. Bazıları da Tanrı sevgisi uğrana öldü.
"Belli ki körmüşüz. Hiçbir şey anladığımız yoktu, kötü yaşıyorduk. Şükürler olsun ki, gençler her şeye yeniden başlıyor: Yaşamı daha iyi, daha akıllı, daha güzel bir düzene sokacaklar."
"Hukuksuzluğun başöğretmenlerinin kim olduğunu biliyor musunuz? diye sordu Snellman acı bir ironiyle. "Memurlardır, yasanın temsilcisi olan memurlar. Halka yasalara saygı duymamayı öğretirler.
Ben laik biri olarak size Tanrı'nın halkın ruhunda öldüğünü söylüyorum! Bu ölümden daha korkunç ne olabilir? Kendinize, Tanrı'ya ve insanlarınıza karşı dürüst olmak istiyorsanız suçluları başka yerlerde aramayın.
Yöneticiler ne olursa olsun, iyi ya da kötü, kahraman ya da zalim her zaman halklarının bir yansımasıdır.
682 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.