Ali bin Hasen’den hikâye olunduğuna göre: Züleyhâ’nın hazırladığı odada onun putu vardı. Züleyhâ, dâvetinden önce onu bir libasla örttü. Yûsuf; “Onu niye yaptın?” deyince Züleyhâ: – Beni musîbet anında iken görmesinden hayâ ettim, diye cevap verdi. Yûsuf ona: – Sen ki, işitmeyen, görmeyen ve bir şey anlamayan bir taş parçasından utanırsın, benim ise beni yaratan, hem de en güzel sûrette yaratan Rabbimden haya etmeye hakkım yok mudur?
Reklam
“Cennet nefsin sevmediği şeylerle, cehennem ise şehvetlerle çevrilmiştir.”
Hadîs-i şerîfte vârid olmuştur ki: “Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrâil’e nidâ eder: “Allah filânı seviyor, sen de sev.” Onu Cibrîl sever ve semâ ehline nidâ eder: “Muhakkak ki Allah filânı seviyor, onu siz de seviniz.” Onu semâ ehli sever. Sonra onu ehl-i arza sevdirir.
Yâkub -aleyhisselâm- da kimseye şekvâ etmeyip:
“Ben dökülüp saçılmamı, perîşanlığımı, hüznümü kimseye değil, ancak Allah’a arz u şekvâ eylerim!”
Yusuf suresi 86Kitabı okudu
Reklam
114 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.