Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hz. Ömer (R.a) gibi nesiller ver bizlere Ya Rabbim.
Hz. Resûl ﷺ dışarı çıktı. Sağında Hz. Ebû Bekr Sıddîk, solunda Hz. Hamza, önünde Hz. Ali ve O'nun da önünde Hz. Ömer ve diğer sahâbe-i kirâm, ardınca, kılıçlarını kıllarından çıkarıp Kâ'be-i Şerîf'e doğru yürüdüler. Kureyş kafirleri, Kâ'be'nin yanında oturmuşlardı. Hz Ömer'in Yalın kılıç geldiğini görüp, ardınca da sahâbe-i kirâm'ın geldiklerini görünce, Ömer'in Müslümanları öldürmeye getirmekte olduğunu sandılar. Ansızın hazreti Ömer, kafirlere hitaben: "Beni bilen bilir. Bilmeyen de bilsin ki Hattâb'ın oğlu Ömer'im. Ey kureyşliler, İslamı kabul edin. Muhammed'e iman eyleyin. Yoksa bu kılıç ile başınızı keserim, geriye birinizi sağ bırakmam" Diye bağırdı.
Sayfa 450 - Huzur yayıneviKitabı okudu
Enfal/67
(İslâm’ı aziz kılmak üzere müşrikleri çokça öldürüp) yer(yüzün)de ağırlık sağlamadıkça/iyice güçlenmedikçe/, hiçbir peygamber için (kâfirleri harpte öldürmeyip,) kendisine âit esirler (halinde) bulun(durması ve İslâm’ın güçlenmesi için alacağı fidye mukabili salmak üzere sakla)ması (, doğru ve düzgün bir şey) olamaz! Siz dünyanın geçici menfaatini
Reklam
Enfal/9
Hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz da, O da siz(in bu yardım talebiniz)e: “Muhakkak ki Ben, (müminlerin) ardı sıra gelen birbiri ardınca gelen meleklerden bin (kadarı) ile size imdâd ediciyim!” diye tam bir icâbet buyurmuştu. Hazreti Ömer (Radıyallâhu anh)dan rivayet edildiğine göre; Bedir günü Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) müşriklere baktığında onları bin kişi kadar çok görüp, ashâbını da üç yüz on küsur kişi kadar az bulunca kıbleye yönelerek ellerini uzattı ve: “Ey Allâh! Bana vaad etmiş bulunduğun şeyi gerçekleştir! Ey Allâh! Eğer bu İslâm topluluğunu da helâk edecek olursan, artık yer yüzünde ibadet olunmayacaksın!” diye duaya başladı, bu duayı o kadar sürdürdü ki şalı omuzlarından düştü. Hemen Ebû Bekr-i Sıddîk (Radıyallâhu anh) gelerek şalını omuzlarının üzerine koydu ve Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e arkasından sarılarak: “Ey Allâh’ın peygamberi! Senin Rabbine yalvarman yeter, çünkü O, sana vaad etmiş olduğu şeyi mutlaka yerine getirecektir!” deyince Allâh-u Te`âlâ bu âyet-i celîleyi indirdi. (Müslim, Cihat: 18, No: 1763, 31383; Hâzin; Beyzâvî)
Cenâbı Pîr-i Destgir Hazreti Mevlânâ
Muhammed Celâleddîn el-Belhî er-Rûmî İbn Sultânü'l-Ulemâ Bahâeddîn Veled Belhî (k.s.) Babası Bahâeddîn Veled Onun babası Hüseyin Hatîbî Onun babası Ahmed Hatîbî Onun babası Mahmûd Onun babası Mevdûd Onun babası Sâbit Onun babası Müsebbih Onun babası Mufahhar Onun babası Hammâd Onun babası Abdurrahmân Onun babası Ebû Bekr Sıddîk (r.a.)'dır. Mevlânâ hazretlerinin doğumları hicrî 604 senesi Rebîulevvel'in altısında Belh'te vâki olmuştur (mîlâdî 29 Eylül 1207).
Sayfa 80 - İNSAN YAYINLARIKitabı okudu