Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Hatice Başıbüyük
Hatice Başıbüyük
@hbbasibyuk
kalbinizin raflarına kitaplar dizin
Ankara
104 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
"-niçin uyuyorsun?
-vaktin nasıl geçtiğini bilmemek için."
Oblomov'u anlatmam için bir alıntı seçmem gerekseydi o alıntı bu olurdu.Çünkü Oblomov, hayatını yaşamak, hareket etmek yerine günün hangi zamanı olduğu farketmeksizin uyumayı tercih eden ve zamanını yatakta geçiren bir karakterdir. Kitabın neredeyse ilk 100 sayfasında Oblomov'u yatakta buluyoruz.
Oblomov çocukluğundan beri bütün işlerini çevresindekiler tarafından yapılmasına alışmış bir karakter. Çizmelerini bile kendisi giyemeyen biridir kendisi. Ne kadar tembel değil mi? Aslında bu bir tembellik değil Oblomovluktur.
Peki nedir Oblomovluk? Oblomovluk, aslında tembellik, uyuşukluk değil; aksine uyanıklık ve her şeyin farkında olma halidir.
Hayatımız boyunca belki yaptıklarımız için pişman olacağız fakat son nefesimizi verirken yapamadığımız şeylerin pişmanlığıyla hayata gözlerimizi yumacağız yani Ştoltz'un dediği gibi; Ziyan olacağız.
•Fareler ve İnsanlar
“İnsanın yüreğinin olması için akla ihtiyacı yoktur.”
-Bazı kitaplar vardır tam yüreğinize dokunur ve gözyaşlarınıza hakim olamazsınız. Her okuduğumda gözyaşlarıma hakim olamadığım bir kitap Fareler ve İnsanlar. Bunun gibi kurgu olduğunu unutturup, yüreğime dokunan kitapları seviyorum.
George ve Lennie hayatlarını idare edebilmek için, ırgatlık yapan iki evsizdir. Çıkarsız bir dostlukları vardır. George ufak tefek, zeki bir adam. Lennie ise koca cüsseli, hayvani ve orantısı bir kuvvete sahip, zeka geriliği olan bir karakter. George sürekli yeni işler bulur ama Lennie sakarlıklarıyla başlarına belaya sokar ve sürekli işten atılmalarına sebep olur. Arada ondan kurtulmak istediğini söyleyerek isyan etse bile Lennie’yi asla yalnız bırakmaz George. Tıpkı bir anne şevkati gibi üstüne titrer, sahiplenir Lennie’yi.
Çok ince bir kitap olmasına rağmen dolu dolu bir hikaye. Yoksulluk, ırkçılık, dostluk, hırs, masumiyet, saflık gibi konulara değinilmiştir. Kitabın isminden anlaşılayacağı gibi yazar, işçileri farelere benzetmiştir.
Ah çocuk akıllı Lennie, senin gibi ne çok insan var zeka geriliği yüzünden dışlanan, istenmeyen, aşağılanan. Belki de kitabın beni bu kadar etkilemesinin, içime dokunmasının sebebi bu tarz olayların çevremizde de olması. Tavsiyemdir. Okuyun, okutturun.
•Köpek Kalbi
“Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.”
-Mihail Bulgakov ile tanıştığım ilk kitap. Bulgakov ile tanışmak için doğru bir kitap olduğunu kitabın ilk sayfalarından anladım ve sonunda ise yazarın diğer eserlerini sevebileceğimi hissettim.
Kitap, bir sokak köpeği olan Şarik’in gözünden anlatılanlarla başlıyor. Sokaktaki yaşamını, halkın tutumunu, işçilerin yaşam biçimini anlatıyor. Bir bakıma köpek aracılığıyla eleştiri yapıyor Bulgakov.
Şarik’in yeni evindeki rahat yaşamına şahit oluyoruz ama sonrasında işler tam tersine dönüyor. Doktorun yaptığı ameliyat sonrasında köpek-insan arasında olan Şarik’in nasıl kötü birine dönüştüğünü görüyoruz.
Hikaye bundan ibaret değil, o dönem şartlarına atıfta bulunuyor yazar. Bir solukta severek okuyabileceğiniz bir kitap kendisi. Kitapla ve sevgiyle kalın.
