Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ve sabret, sonuna kadar dayan: Çünkü Allah iyilik yapanların hak ettiği karşılığı hiçbir şekilde zayi etmez!” (Hûd/115)
Sayfa 480 - İşaretKitabı okuyor
“Ve asla zulümde ısrar edenlerden yana eğilim göstermeyin. Yoksa ahirette ateş size de dokunur! (Hûd/113)
Sayfa 479 - İşaretKitabı okuyor
Reklam
Rivâyet edilir ki; bir zât Allah Rasûlü'nü (s.a.v) rüyasında görmüş ve: "Yâ Rasûlallah! Sen: 'Beni Hûd sûresi yaşlandırdı.' buyurmuştun. Bunu niçin söyledin?" diye sorunca Allah Rasûlü (s.a.v): “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!"93 âyetinden dolayı." buyurdu.
İbni Ebu Dâvûd'un bu rivayetine göre, Hz. Osman cuma gecesi Bakara sûresinden Mâide sûresine kadar okurdu. Cumartesi gecesi En'âm sûresinden Hûd sûresine, pazar gecesi Yûsuf sûresinden Meryem sûresine, pazartesi gecesi Tâhâ sûresinden Kasas sûresine, salı gecesi Ankebût sûresinden Sâd sûresine, çarşamba gecesi Zümer sûresinden Rahmân sûresine kadar, perşembe gecesi de geri kalan kısmı okumak sûretiyle hatmini tamamlardı.
Sayfa 111 - İbni Hacer el-Askalâni, Netâicü'l-efkâr, III, 165.Kitabı okuyor
Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, hemen [önceki lütfumuzu] nankörce unutup umutsuzluğa düşer. Yine, başına gelen bir darlıktan, sıkıntıdan sonra bir bolluk, bir genişlik tattıracak olsak hemen “Musibetler yakamı bıraktı!” diyerek, kendinden bilir, kurumlu boş bir sevince kaptırır kendini. [İnsanların çoğu böyledir; pek tabii] güçlüklere göğüs geren, dürüst ve erdemli davranan kimseler bunun dışında; işte bu sonrakiler ki, onları günahlarından ötürü arınma, bağışlanma ve büyük bir mükafat beklemektedir. Hûd Sûresi/9-11.
Sayfa 449 - İşaret Yayınları
Reklam
Bakın hele, [kitabın doğruluğunu inkara şartlanmış olanlar] kendilerini O’nun gözetiminden gizlemek için kalplerini (nasıl) kat kat örtülerle örtüyorlar. Bilin ki, [hakikati görmemek ya da duymamak için kat kat] giysiler içine girdikleri zaman [bile] O, onların gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bütünüyle bilmektedir; çünkü, O, kalplerde olan hakkında mutlak ve eksiksiz bilgi sahibidir. Hûd Sûresi/5.
Sayfa 446 - İşaret Yayınları
Nefis
Ey nefis! Rahmet olasıca! Senin münafıklığın ne acaib dir? Bâtıl davaların ne hayret verici! Sen lisanınla îmân etti- ğini iddia ediyorsun. Halbuki münafıklığın eseri senin üze rinde görünmekte... Efendin sâna dememiş midir: "Yerde yürüyen ne kadar canlı varsa hepsinin rızkı ancak Al- lah'a aittir." (Hûd: 6) Ve âhiret hakkında da şöyle buyurmuştur: "Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur." (Necm: 39) İşte görüldüğü gibi, Allah, sadece dünya emri için sana kefil olmuş, seni o hususta zâyi olmaktan çevirmiştir. Hal- buki sen fiillerinde onu yalanladın. Kendinden geçmiş sar hoşun dalışı gibi, dünyanın talebine dalmış bir vaziyette sa bahladın. Dünya ve âhiret emrini, senin çalışmana tevkil ettiği hâlde, işi hakir sayan, mağrur bulunan bir kimse gibi, âhiretten yüz çevirdin. Bu, îmanın alametlerinden değildir. Eğer îman lisan ile olsaydı, o hâlde, münafıklar neden ate şin en alçak tabakasında olurlardı?
Cehennemliklerin Durumu
Ne zaman onlardan yiyecek içecek isteseler, cevap olarak onlara şu âyet-i kerimeyi okurlar: “Bize biraz su ve­ya Allah’ın size verdiği rızıktan gönderin!” diye bağırırlar. Onlar da: “Doğrusu Allah, bunları kâfirlere haram etti der­ler.” (Âraf Sûresi: 50). Ve sonra şu sözleri onlara söylerler: Dünkü gün siz bize gülerdiniz. Biz de bu gün size gülüyo­ruz! Nitekim Allahü Teâlâ kelâm-ı kadiminde şöyle buyurur: “Eğer bizimle eğlenmişseniz biz de sizinle bu eğlendiğiniz gibi eğleneceğiz." (Hûd Sûresi: 38). İşte cennet nimetleri­nin örneği bunlardır. Misal olmak için kısaca anlatıldı.
Hz. Hûd (a.s) kıssasını anlatan ayetler, müşriklerin Efendimiz'e (s.a.v) eziyetlerinin en çok olduğu zamanda nazil olmuştur. Allah Teâlâ, bu kıssa ve diğer kıssalarla Efendimiz'i (s.a.v)teselli etmiş, peygamber kardeşlerinin tevhid ve tebliğ mücadelesini, kurtuluşlarını anlatmıştır. Bu kıssadan anlıyoruz ki küfür nenkadar güçlü olursa olsun, tevhid üzere olanlar, Allah'a tevekkül edenler kazanmış, inkârcılar da kaybetmiştir.
Sayfa 13 - Ali SözerKitabı okudu
Reklam
Güzel isimlerin manalarını ortadan kaldırmak isimler konusundaki en büyük inkârdır. Allah Teâlâ buyuruyor ki "Allah'ın isimleri hakkında sapanları (inkâra gidenleri) bırakmaz, yapmakta oldukları şeyin karşılığını göreceklerdir." (Arâf,180) Eğer bu isimler bir mana ve özellik taşımasalardı, bu isimlerin köklerinden bahsedilmez ve bunlarla vasıflanılmazdı. Fakat Allah kendisinden bu isimlerin asıllarıyla bahsetmekte, onları kendisine isnâd etmekte, Resâl de bunu ikrar etmektedir. Allah Teâlâ, "Doğrusu Allah, Rezzâk, sağlam ve kuvvet sahibidir." (Zâriyât, 58) buyurur. Bundan anlaşılır ki "el-Kavi", O'nun isimlerindendir. Manası "kuvvetle nitelenmiş" demektir. " Bütünüyle izzet Allah'indir." (Fâtır,10) ayeti de böyledir. Aziz, izzeti olandır. Eger Allah kuvvet ve izzet sahibi olmasaydı, ne Kavi ve ne de Aziz ismiyle anılırdı." Allah onu ilmiyle indirdi." (Nisâ,166), "Biliniz ki o, ancak Allah'ın ilmiyle indirildi." (Hûd, 14), "Onun ilminden hiçbir şeyi ihata edemezler." (Bakara, 255) ayetlerindeki durum da aynıdır.
"Sabret! Çünkü Allah iyi davranan ve işini güzel yapanların emeğini boşa çıkarmaz." (Hûd 11/115)
Çırtlayan qızlar da durna kimiydi- Qızıllı payıza qoşuldu, getdi, Birinə gənclikdə can qurban etdim- Min yol qurban oldum, biri az olur! Sirrin ən dərini gözəl sirridi, Əhdə vəfa edər beşinnən biri, Qəbri nurla dolsun, nənəm deyərdi: "Sevdalı qızların ərki az olur". Qoy ərki çox olsun, ərkinə qurban, Yanımda qaldığı hər günə qurban, Amma ki, mən oldum hər kimə qurban Gördüm qanad açıb, tez pərvaz olur.
Sayfa 54 - GÖZƏLBAZKitabı okuyor
Âd Kavmi
Şimdi, onlardan bir kalan görebiliyor musun? Hûd'un kendisini de, onunla birlikte olan Müslümanları da katımızdan bir Rahmet ile kurtardık.
Hakka Sûresi Meâlinden
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.