Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dört şey bedeni kuvvetlendirir: Et ve bal yemek, güzel koku sürünmek, münasebet olmadan çok yıkanmak, yumuşak kumaştan güzel elbise giymek. Dört şey bedeni zayıflatır: Fazla düşünce, çok ekşi yemek, aç karnına çok su içmek, fazla münasebet. Dört şey gözü kuvvetlendirir: Sürme çekmek, yeşilliğe, akar suya ve helal olan güzel yüze bakmak. Dört şey gözün nurunu azaltır: Pisliğe bakmak, idam edilene bakmak, helali de olsa, kadının edep yerine bakmak, Kıbleye arkası dönük oturmak. Dört şey aklı çoğaltır: Fazla ve lüzumsuz konuşmamak, misvak kullanmak, salihlerle, âlimlerle beraber olmak, günah işlememek.
Çünkü bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halas olmak için, beş esas lâzım ve zarurîdir: Birincisi; merhamet.. ikincisi, hürmet.. üçüncüsü, emniyet.. dördüncüsü, haram ve helâlı bilip haramdan çekilmek.. beşincisi, serseriliği bırakıp itaat etmektir.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
Mahremiyet konusuyla yakından ilişkili bir kavram da iffettir. İslami kaynaklarda iffet hazların ve ihtiyaçların helal ile sınırlandırılması anlamına gelir. Bu genel bir kavramdır ve cinsiyetçi bir yaklaşımla ele ele alınamaz. Dini literatür açısından bakıldığında iffet her konuda helal dairede kalmaktır. Muhatabı konusunda da kadın - erkek ayrımı yoktur. Allah haramlara alternatif helaller yaratmıştır. İffet, helali aramaktır. Bu sadece cinsellikle ilgili bir husus değil, hayatın bütün alanlarında geçerli bir olgudur.
Sayfa 122 - Saffet Köse - Aile, Kadın Erkek Eşdeğerliliği Üzerine KurulurKitabı okudu
Bu vatan, bu millet ve bu vatandaki ehl-i hükûmet ne şekilde olursa olsun, Risale-i Nur'a eşedd-i ihtiyaçla muhtaçtırlar. Değil korkmak veyahut adavet etmek, en dinsizleri de onun dindarane, hakperestane düsturlarına tarafdar olmak gerektir. Meğer ki, bütün bütün millete, vatana, hâkimiyet-i İslâmiyeye hıyanet ola. Çünki bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halas olmak için, beş esas lâzım ve zarurîdir: Birincisi; merhamet.. ikincisi, hürmet.. üçüncüsü, emniyet.. dördüncüsü, haram ve helâlı bilip haramdan çekilmek.. beşincisi, serseriliği bırakıp itaat etmektir. İşte Risale-i Nur hayat-ı içtimaiyeye baktığı vakit, bu beş esası temin edip, asayişin temel taşını tesbit ve temin eder. Risale-i Nur'a ilişenler kat'iyyen bilsinler ki; onların ilişmesi, anarşilik hesabına vatan ve millete ve asayişe düşmanlıktır.
Sayfa 241 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Aziz, Sıddık Kardeşlerim! Her vakit ihtiyat iyidir. Zâten Hazret-i Îmâm-ı Ali (Radıyallahü Anhü) de kerâmetkârane bize ihtiyatı tavsiye ediyor. Şimdi şark tarafında yeni bir hâdise: Bir şeyh tarafından, kendi müridleri ve halifeleri vasıtasıyla din lehinde, eskiden beri meşhur olmuş Şeyh Ahmed nâmında türbedar-ı Nebevî tarafından vasiyetname-i
Sayfa 273 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
Ömer Hayyam
niceleri geldi, neler istediler; sonunda dünyayı bırakıp gittiler; sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler." --- "dünya ne verdi sana? hep dert, hep dert!
Reklam
Edip Harabi
“Zahitlerin Helali, Bizim Haramımızdır...!” youtu.be/_f0vtcffXMQ Ey koca kabı gavseyn Bizim makamımızdır Hizmet için demadem Cibril gulamımızdır — Surette rindu meyhur Mestü harabız amma Sirette hak ile hak Olmak nizamımızdır — Duvara karşı secde Etmek bize ne hacet Bizim namazımızda Allah imamımızdır — Ey vaizi riyakar Kur’anı bilmiyorsun Gel bizden anla zira Kur’an kelamımızdır — Şeri şerifi tağyir Etme sakın “Harabi” Zahitlerin helali Bizim haramımızdır
Çünkü bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halâs olmak için, beş esas lâzım ve zarurîdir. Birincisi: Merhamet. İkincisi: Hürmet. Üçüncüsü: Emniyet. Dördüncüsü: Haram ve helâlı bilip haramdan çekilmek. Beşincisi: Serseriliği bırakıp itaat etmektir.
AMELLERDE NİYETİN EHEMMİYETİ:
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Ameller(in hükmü) ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.” (Sahîh-i Buhârî) Ameller; itâat-ibâdet, isyân-günah ve mübah olmak üzere üç kısımdır. Günah olan bir amelin değişmesi, yani kişinin niyetine göre hayır olması düşünülemez. Meselâ, başkasının malı ile bir kimseyi doyurmak, haram mal ile mescit inşâ ettirmek gibi. Ancak hadîs-i şerîfte de buyurulduğu üzere: “Bir kimse kötü bir iş işlemek ister de onu yapmazsa, Allâhü Teâlâ, o kimseye divânında (amel defterinde) tam bir hasene sevâbı yazdırır.” (Muttefekun aleyh) Tâat, yani ibâdet olan ameller ise hem asıl olarak hem de fazîlet cihetinden niyete bağlıdır. Asıl olan, bir ibâdeti yaparken Allâhü Teâlâ’nın rızâsını kazanmaya niyet etmektir. Şâyet riyâ maksadıyla yapılırsa, bu amel, ibâdet değil masiyet olur. Fazîlet cihetinden, yapılan bir ibâdetle birden çok hayra güzelce niyet edilirse, mükâfâtı da o kadar ziyâdeleşir. Mübah olan amellerde ise niyet olmazsa karşılığında bir mükâfât olmaz. Fakat yapılacak güzel bir niyetle mübah olan fiiller, Allâhü Teâlâ’ya yaklaştırıcı amellerden olabilir. Bu gibi bir niyetten mahrum kalmak ne büyük bir hüsrandır. Şu bir hakîkattir ki mübâhlardan, Allah için yapılan her şey ibâdettir. Allah rızâsı kastedilmeden yapılan amellerin ise helâli hesâb, harâmı azabdır. (et-Tefsîru’l-Kebîr) / FAZİLET TAKVİMİ 04 Ağustos 2020, Salı
210 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.