Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Mahmut HELLİ
Mahmut HELLİ
@hellimahmut
Harita Mühendisi
Lisans - KTÜ
Amasya
94 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Jules Payot ~ İrade Terbiyesi Üzerine
İrade Terbiyesi kitabı okuyunca illaki insana bir şeyler katacak bir kitaptır. Fakat şunu bilmek lazımdır ki 1890-1900 yıllarında yayınlanmış bu kitap -daha çok- ortaöğretim ve lise çağındaki öğrencilerin çalışma için nasıl iradesini toplayacağını anlatan bir kitap olarak tanımlayabiliriz. Tabiki yazılarında evrensel ve zamansal ve mekansal olmayan değerli bilgiler de mevcut fakat genel hatları böyle. Ayrıca bu kitap dönemini ve mekanını yansıtan bir kitap o yüzden ne okuduğunuzu bilmekte fayda var. Okuduklarınızı 21.yy dünyası için düşünmenizde zarar var. İnsanin tembelliği, beslenmeye dikkat etmesi, uyku gibi konuların çalışmasına ve iradesine yararı ve zararı olur gibi konular faydalı olabilir. Onun dışında bazı kısımlarda fikirleri çok katı, insanlara gezmeyin, çalışın, şevhetten uzak durun yani 21.yy daki hayatın tadına da varma mottosuna zıt bir hareketle birçok görüş var. Kısacası bu dönemin bir kitabı değil diye düşünüyorum. Buradaki irade biraz da dini ve çalışma odaklı irade.
Seyyahlarla ~ Ayasofya Üzerine
100 Seyyahın Gözüyle Ayasofya
Birçok kaynak ve seyyahın notlarıyla ve üzerine Ayasofya’nın bazı tarihi olaylarının da gösterildiği bu eseri sıkılmadan okudum. Öncelikle Ayasofya hem hristiyanlık hem de müslümanlık için, insanlık tarihi için önemli bir yapı olduğundan, onunla ilgili bilgilenmek her zaman ilgi çekici geliyor.
Ayrıca seyyah okumaları da ne kadar bilimden ve kesin doğruluktan bazen uzak olsa da tarihte okunmayacak farklı detayların belirtildiği önemli eserler ortaya konuluyor. Bu kitap işlediği birçok kaynakla Ayasofya üzerine güzel bilgiler veriyor. Ben beğendim. Ayrıca kitabın içinde bahsedilen birkaç seyyahın da kitaplarını okuma hevesim oluştu.
Güzel bir kitap
Yusuf Nabi - Hayriyye
Severek okuduğum bu başucu kitabını bitirmiş bulunmaktayım. Bu kitap Yusuf Nabi'nin öğütlerinin, görgü ve ahlak fikirlerinin yazdığı bir kitaptır. Hangi şairler okunmalı, hangi makamda müzik dinlemek neye faydalı ya da hangi hastalığa ne iyi gelir gibi yüzlerce konu üzerine çok değerli fikirlerini okudum. Ara ara vakitlerle yeniden dönüp o güzel fikirlerinden yararlanacağım bir alimdir Yusuf Nabi. Her insanın bu öğütleri, hayatını daha güzel şekillendirmesi için okuması faydalı olacaktır. Raflarda duran sıradan kişisel gelişim kitaplarındansa buradaki öğütler ve bilgiler asla sizi yontulmadan son sayfayı kapattırmayacaktır.
Bu kitap ayrıca 1857 yılında Paris'te Türkçe aslı ve fransızca tercümesi ile birlikte Pavet de Courteille tarafından yayımlanmıştır.
Okur Takip Önerileri
Astronomi Kitabı Üzerine
Bu kitaba bayıldım. Tam bir başucu astronomi bilim kitabı. Yıldızlar gezegenler ve astromonin kapsadığı alanlar hakkında hap bilgiler veriyor ve tarihten çok güzel alıntılarla bunları destekliyor. Sadece 1-2 sayfasında bile bildiklerinizi sorgulayacak şeyler okuyabilirsiniz. Mesela Burçlar hakkında olan kısım! Ya da bir ay tutulmasının yıllar süren bir savaşı nasıl bir anda bitirebildiği.. Sizin de ilginizi çekmedi mi ?
Toprak Ana Üzerine
Toprak Ana...
Türkçe çevirisi toplam 148 sayfalık bir kitap. Son 100 sayfayı gözümü kırpmadan, yerimden kımıldamadan okumuşum.
Okurken çok defa duygulandım, içimde Tolgonay'ın yaşadıklarını bir nebze hissettim ve o hissettiklerimle bile yerimde duramadım. Savaşın getirdikleri ve en çok da götürdükleri.. Kıtlık.. Kayıplar.. Doğumlar ve ölümler.. Başlangıçlar ve bitişler.. Pişmanlıklar ve küçük sevinçler... Toprağın kendisi de sayfaların içindeydi. Her şeyiyle 148 sayfadan oluşan bu kitap beni çok etkiledi. Herhalde 10/10 olduğunu düşündüğüm nadir kitaplardan birisiydi. Okuması gerçekten zor bir kitaptı. Özellikle empati yeteneği kuvvetli bir insansanız sizi zorlayacak bir kitap olacaktır.
Cengiz Aytmatov'dan ilk okuduğum kitaptı. Bundan sonra Beyaz Gemi'yi okuyacağım. Kalemi çok güzel bir yazar. Rusçam çok iyi olsaydı da ana dilinden bu yazıklarını okuyabilseydim keşke. Bazı ana dili İngilizce olan kitapları İngilizce okuduğum zaman daha bir keyif alıyorum. Çeviri de bazı köprülerin yıkılma ihtimali olduğunu biliyorum ama başarılı çevirmenlerle bu köprülerin daha sağlam olma ihtimali olacağını da biliyorum. Yine de bir şans zeminine oturmuş gibi bir his yaratıyor. Rusçam çok güzel olsaydı da bu kitabı ana dilinden okusaydım keşke dedim.
Geliştirici Bir Yolculuk
Borges ve Ben...
Kitabı çok beğendim. İbrahim Kalın'ın haftalık önerilerinde görmüştüm. İnternette biraz konusuna baktım ve ilgimi çekince bir koşu alıp okumaya başladım hemen. Kitap genel anlamda Jay Parini'nin Borges ile yaptığı bir İskoçya turunca başından geçenleri anlatıyor. Fakat kitabı benim için önemli yapan nokta, Borges'in yazarlık, edebiyat ve betimleme üzerine söyledikleri. Jay Parini yolculuk boyunca Borges'e, kör olmasının da katkılarıyla bolca gezdikleri yerleri betimlemeleri ve bunların bir ders niteliğinde aktarılması. Gezi boyunca ve ilerleyen betimlemelerde Jay Parini üzerindeki etkileri de görüyoruz. Jay Parini ve Borges bu kitapta bana çok şey kattı. Not almadan asla ilerlemedim. Kütüphanemde böyle bir kitap yer aldığı için mutluyum.
Adını Gizleyeceğim. Sen de bilme.
Bu sene bol bol şiir okumak istiyorum. Özdemir Asaf’ın kalemi çok güzel. Şimdiki aklım olsa, Lavinia şiir kitabını almak yerine tüm eserlerini içeren şiir kitabını almayı tercih ederim.
Özdemir Asaf okudukça şiirlerinden kalan boş sayfalara kendim de şiirler yazdım. Onun değindiği konulara kendimce ben de değindim. Çok keyifli şiirlerdi, özellikle LAVINIA ve BUGÜN VE BUGÜN şiirleri.
Bir Şair : Kanuni Sultan Süleyman
Şiir okumak çok güzeldir tabi. Ben büyük insanların, yani yaşamını dolu dolu geçirmiş önemli şahsiyetlerin yazdıklarını hep daha çok önemsemişimdir. Dünyayı görmüş bir hükümdarın yazdığı bir şiir ile herhangi birinin doluluğunun aynı olacağını zaten kabul etmiyorum.
Mükemmel anlamlar içeren çok güzel şiirler. Kanuni Sultan Süleyman’ın yazdığı şiirleri okumak çok güzel bir duyguydu.
Zeytindağı üzerine
Her Türk gencinin okuması gereken bir kitap. Özellikle Allah'a Ismarladık ve Son başlıklı anlatıları beni çok etkiledi. Allah'a Ismarladık anlatısında İstasyon'da bir kadının gelene geçene
"- Benim Ahmed'i gördünüz mü?" diye sorması..
Ahmed'in Sarıkamışta mı Aden'de mi, Medine'de mi, Kanal'da mı olup olmadığının bilinmemesi..
SON isimli anlatısında ise Mustafa Kemal hakkındaki o iki satırlık söylediği söz bir kitaba bedeldir.
Ayrıca İKİNCİ DEFTER anlatısında bir askerin anılarında yazan bir yazıyı bizle paylaşıyor. O anlatının sonunda diş macunu yiyen askerleri anlatıyor. İngilizlerin, askerlerin durumunu bildiğinden konserveleri boşaltıp içine el bombası koyup siperin ilerisine, Türk askerinin alması için bırakmasına şahit oluyorsunuz. Sonrasında ise bütün askerlerin hakiki konservelere bile dokunamamasına...
Bir Yaz Gecesi Rüyası
William Shakespeare... Lise yıllarımda, üniversite yıllarımda, iş hayatımda. Bir gün denize karşı, bir gün yeşilliklerde uzanmış gökyüzü arka planda. Bazen de evde senin hayata dair sözlerine, ortaçağ İngiltere'sinden günümüzü, geleceğimiz aydınlatan söylemleriyle her zaman kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Bazı insanlar sana karşı bir önyargı ile okuyor. Senin komedyanı sanki bir Macbeth edasıyla, bir trajedi okurmuş gibi okuyanlar mı dersin, hikayelerinde gerçekçilik arayanlar mı dersin.. Hayatım boyunca seni okumaya doyamayacağım.
Bir Yaz Gecesi Rüyası.
Bottom karakteri gerçekten çok komikti. Şu oyunu kitapta okumak ayrı bir güzel ama gerçekten Londra tiyatrosunda oturup izlemek lazım. Son oyunlarından biridir Shakespeare'in. Aşk üzerine çok güzel sözler söylemiştir bu kısacık oyunda.
Melankoli nöbetleri, hayaller ve iç çekmeler,
Arzular ve gözyaşları zavallı aşıkların kaderi.
-Ona surat ediyorum, ama yine de geri kalmıyor sevmekten.
-Senin somurtmandaki hüner, gülümsememde niye yok sanki!
-Nefretim arttıkça, peşimi hiç bırakmıyor.
-Sevgim arttıkça, nefreti daha çok artıyor.
Jack London Üzerine
Jack London... Yaşadığı süre boyunca bir sürü deneyim edinmiş, anlattığı hikayelerde hayatının izlerini bolca görebildiğimiz, bu eserinde de bir profesörün zindan yokluğundaki hayallerine dalıyoruz. Çoğu kitap okur gibi Beyaz Diş ile başlamıştım okumaya. Hem Türkçe hem de İngilizce okuduktan sonra -ki ana diliyle okumak ayrı bir güzeldi- Martin Eden isimli en sevdiğim eserini okumuştum. Sonrasında da Kızıl Veba, Vahşetin Çağrısı, Ateş Yakmak gibi kısa hikayelerini okumuştum. Kütüphanemde Deniz Kurdu, Demir Ökçe, Adem'den Önce ve Yıldız Gezgini kitapları duruyordu ve bunu alıp okudum. Kitap her okuyana farklı şeyler tattıracak, öğretecektir muhakkak. Jack London en sevdiğim yazarlardan birisidir. Özellikle Martin Eden i okumayı unutmayın. Ben yakın zamanda İngilizce olarak okumak için kitabını alacağım.
Hafız-ı Şirazi iranlı bir şairdir. Bu eseri İlber Ortaylı'nın önerileri arasında görmüştüm. Hafız şüphesiz ki çok güzel şiirler yazıyor kendi dilinde. Fakat düzyazı gibi okuduğumuzda ahenkten uzak, sanattan uzak sadece anlam yakalamaya çalışıyoruz. Buna da çevirmenlerin yapabileceği bir şey yok zaten. Fakat Fuzuli - Divan'ı okurken, anlamasam da ahengini ve şiirin orjinal halini okumak önemliydi. Burada Hafız'ın sadece ilk beyitleri orjinal dilinde verilmiş. Yaşarsak, yaşlılığıma doğru bu şiirleri bir daha okumak isterim kütüphanemden alıp.
Fuzuli - Divan Üzerine
İğne gibi geçtim gerçi dünyanın varından yoğundan
Henüz zülüf teliyle dünya bağı gelir ardımdan.
Fuzuli Divan'ı aslında 456 sayfa ve bunun yarısı, şiirlerin bir sayfada orjinali, diğer sayfada da Türkçe, sade bir hale getirilmiş halidir. Bu gerçekten yabancı dil ile yazılmış şiirleri okurken önemli. Çeviri anında gerçekten o büyü bozuluyor. Zaten ben de anlamlarına odaklandım daha çok. Şiirlerin orjinal hallerini de okudum bazen ve ne kadar güzel bir ahenge sahip olduğunu görmüş oldum. Mesela Hafız-ı Şirazinin Divan'ını okuyorum şu an. Orjinal metin verilmediği için sadece düz yazı anlamlarını okuyorum. Bu da çok önemlidir. Bir anlam kaçırmıyoruz fakat neler kaçırdığımızı az çok anlamışsınızdır. Her şeye rağmen böyle bir eseri okumak çok güzeldi. İleriki yıllarda bir daha bu sayfaları açacağım. Farklı olgunluk zamanlarında, böyle önemli eserlere birkaç kez daha bakmak gerekir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Üzerine
Bu kitaptan önce Notre Dame'in Kamburu'nu okuduğum için biraz pozitif bir önyargı ile okudum. Ona rağmen aklımda bazı soru işaretleri kaldı. Ölmek üzere olan bir katilin hislerini, son günlerini ve saatlerini gördük fakat neden katil olduğu hakkında bir bilgi yoktu. O yüzden belki de nefret edeceğimiz bir insandı ve biz onun dokunaklı cümlelerini mi okuyacaktık? Aslında kızına bir mektup yazacaktı kendi hakkında. Belki orada anlatmıştı suçunun da ne olduğunu ve o nüsha bulunamadı. Bu mahkum yer yer ölümü ve idamı eleştirdi fakat o da bir katildi sonuçta. Nasıl ve ne şekilde katil olduğunu bilmediğimiz bir karakterdi. Victor Hugo yazmamış olsa sonuna kadar okumazdım herhalde. Sadece 76 sayfaydı zaten, ön sözleri de saymazsak. Ayrıca kitapta Notre Dame nin tasvirleri ve Paris, diğer kitaplarında olduğu gibi işleniyordu.
Fazla tevazu kibirdendir
Coriolanus, Shakespeare'in Roma üzerine yazığı 4 tragedyasından birisi!
4 Roma tragedyasını da okudum. 4 ü de birbirinden güzeldi. Hepsinin ana teması farklıydı. Bazısı intikam, bazısı güç, bazısı ise kibir barındırıyordu. Her oyun bir şeyler anlatmak istiyordu. İngiltere Ortaçağ'ında verdiği öğütler günümüzde de harfiyen geçerliydi.
