Okurlarını Londra sokaklarından alıp Hiçbiryer'e götüren J.M.Barrie'nin kahramanı, ebedi bir gençlikle özdeşleştirilir. Büyümek istemeyen bu oğlan çocuğu, küçük okurları için özgürlüğü simgelerken yetişkin okurları için masumiyeti ve çocukluğa olan özlemi yansıtır. Nitekim Peter Pan karakteri tanrıların dünyası ile insanların dünyası arasında özgürce seyahat edebilen haberci tanrı Hermes ile Hermes'in oğlu ve kırların koruyucu tanrısı olan keçi ayaklı Pan gibi mitolojik figürlerden izler taşır. Peter Pan'in bitmeyen çocukluğunu, arkadaşlarının ve düşmanlarının başından geçenleri anlatan bu masal, ona inananlar olduğu müddetçe yaşamaya devam edecektir.
Kitabın dili yalın ve akıcıydı. Kısa sürede okuyup bitirdim. Yazarın yer yer araya girmesi pek hoş değildi. Peter Pan gibi kibirli, ukala ve bencil karakterde birini sevmek çok kolay olmadı okurken. Çok nadir yerde etkiledi beni Peter. Hayal aleminden gerçeğe dönüş ile çocukların eve dönmesi ve Peter Pan'in masal olarak sonsuza dek devam edeceği şeklinde son bulması hoşuma gitti.
“Dünyaya gelen ilk bebek hayatında ilk defa güldüğünde, gülüşü binlerce parçaya ayrılmış ve her parça sağa sola dağılmış, işte perilerde böyle ortaya çıkmış. Dünyaya gelen her kız ve oğlan çocuğu için bir peri olması gerekir. O çocuklar perilere inanmamaya başlayınca da o peri bir yerlere düşer ölür."