Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şehrinin güvenliği yok. Bakılmaz artık yüreğinin kapılarından. Tüm sonlar yeni başlangıçlardaysa, savaşta kaybettim heyhat. Geriye dönen olmadı. Dikenli yutkunuşlarıma bakılmadı. Gizlenmedi yara kalbimdeki mabedimden Resimler sustu, bakışlar fırtınaya karıştı.
Ayşegül
Ayşegül
Kinayesi buymuş meğer hayalin Gözlerimi tutuşturan bir yüzün Ortasında kalakaldı yüreğim... Sanma avareyim, pare pareyim Kalkıyorum şimdi düştüğüm yerden Sana değil kendi rüyalarıma darılmışım Küserek gidiyorum Gece bir kabustu, doğmadı güneş Ülkem karanlıktı, Sokağım kördü Bahçe kapısında dikilip durdum Ruhumu dikenli tellere sardım Günlerce göğümde kaldı bulutlar Sessizce bekledim, baktım nafile Umudumu keserek gidiyorum Belli ki yağdımı silecek zaman Penceremden sana bu son bakışım Bu son dokunuşum, köşe taşına Yenildim, saklamak artık boşuna Tarumar eyledin, bahtımı heyhat! Tebessümle yaktığımız lambalarının Işığını kısarak gidiyorum...
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Reklam
"Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü" I Yağmur , Nurullah Genç
Deli gönlüm ne edersin bu diyarda? Koşuşturmak mıdır niyetin, yorulmak mıdır, yok mu etmektir kendini? Dolu dizgin koşmak mıdır niyetin yoksa, uçsuz bucaksız gözüken bu âlemde ama heyhat ucu bucağı olmayan bu yerde bir anda beklemediğin bir şekilde bitiverir maceran. Atlarsın tahta ve beyaz bir araca uçmaya devam edersin, bambaşka bir âlemde; bakarsın ermiş misin muradına yoksa ermemiş misin!? Ersen ne olacak ermesen ne olacak peki? Düşündün mü bunu... Ah deli gönlüm ne yaptığını bilecek olgunlukta mısın yoksa olgunluğu da bilemeyecek bir halde misin..?
Beni Yakışına
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
"neden şu dünyada, heyhat mutluluk ve çiçekler hep geçici olsun?" georges bataille
Reklam
Tərpənmə, amandır, bala, qəflətdən ayılma! Açma gözünü, xabi-cəhalətdən ayılma! Laylay, bala, laylay! Yat, qal dala, laylay! Aldanma ayıqlıqda fəraqət ola, heyhat! Qəflətdə keçənlər kimi ləzzət ola, heyhat! Bidar olanın başı səlamət ola, heyhat!
Canı sıkılmaktan alıkoymak gayreti, ki gafleti de denebilirdi buna, insanın kendini dünyaya râm etme gayretidir esasen. Son nefeste bütün önceki nefeslerimizin bakiyesi düşer önümüze. Ya bütün nefeslerimiz boyu özlediğimiz öte âlemle nâmütenâhi bir vuslat yaşarız. Ya yatırımı ömür boyu sürmüş olsa da tedavülü o anda bitmiş dünya hisseleriyle oracıkta kalakalırız. Bundan öte sıkıntı yoktur dünyada “can sıkıntısı” üzre olanlara… Heyhat ki dünyanın bittiği yerde kaçınılmaz sıkıntının hükümranlığı başlayacaktır o ana kadar can sıkıntılarından fellik fellik kaçmayı başaranlara… İyi insana meselesi olan insan derdik eskiden. Meselesi olan insan ne ola? Meselesi olan insan, gönlüne mukayyet olacak büyüklükte derdi olan insandır. Dert nedir? Dert, gönlü sızlatan şeydir? Gönül sızlaması nedir? Her bir şeyin insan olmamaya kurgulandığı bir yer ve zamanda insan kalmanın teminatı, sağlamasıdır. Ne ki canımızı sıkıyor, o bizim dostumuzdur. Ne ki kafamızı yoruyor, o bizim azığımızdır. Ne ki mahzun ediyor bizi, gönül şenliğimizdir. Ne ki uykularımızı kaçırıyor, kaygımız, endişemiz, kalp güvencemizdir. Eğlenmeye gelmedik ki biz dünyaya, hayr ile tamam eylenmeye geldik. Söylenmeye değil, sükûn ile arlanmaya geldik. Sürtüne sürtüne eşyaya, dümdüz olmaya geldik. O halde derdimiz meşakkatimiz, meşakkatimiz hakikatimizdir bizim. Derdimizden ayrı düşmek, kendimizden ayrı düşmektir. Derdimizden kaçmak, kendimizden kaçmaktır. O dert ki canımızı sıkar, sımsıkı sıkar. O can sıkıntısı ki, bizi sımsıkı hakikatte tutar. Gökhan Özcan
Diriliş marşı
"Büyük bir ordu intizam içerisinde, diriliş marşı dilinde haykırdığı hakikat. Engin ufuklara doğru Hakk'a ram, Hakk'a muştak çırpıyor kanat. Heybesinde bin dert, bin endişe, bin çaba olsa da binler ümit ile Leyla bilir, Şirin görür, Zin görür körpe bir zihne uzatılan kurtuluş elini ve necat. Aksi duman, aksi ferman, şerre zaman, birre ferman heyhat ki ne heyhat." (F.A.)
Heyhat! Dayanamadı o pırıl yürek, Yorulmuştu çıkamadı o bahara. Yüreklerimize acılar ekerek Gitti sükun diyarına. Hep derdi: "Fazla bir şeyim yok, Sizlere bırakacak. Ama hiç kimse karşısında Gözleriniz yere bakmayacak." Evet, fazla bir şey bırakmadı babacığım, Aslında ne çok şey bıraktı, Bir ev başımızı sokacak, Bir sandal, iki kürek, Birkaç olta, birkaç iğne, Ve kocaman, pırıl pırıl bir yürek...
Uyandıran Aşk
Uyandıran Aşk
Reklam
Yollar değil ki bana geçit vermeyen önüme dağlar inşa eden de benim kendi çukurumu kazanda … Heyhat F.K
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.