Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günaydın. Yıllar geçse de büyüsek de hayallerimizin hepsine değil de birçoğuna kavuşsak da, daima bir şeyler noksan. Bir şeyler anlaşılmaz. Hiç bitmiyor insanın aradığı o "şey". "Mükemmel Günler"deki o diyalogu hatırlayın: "-Hâlâ anlam veremediğim pek çok şey var. -Hayat aşağı yukarı böyle bir şeydir." Ne tuhaf,
Toplumsal aşkla bütünleşmek ve sorunlara karşıya heykeltıraş olmak.
Reklam
Görmedim ama inanırım
Merhametsiz kalpleri sana benzetirler, Sana dilsiz, sana ruhsuz dediler. Hâlbuki senindir değirmendeki beste, Seninle şekil verir ruhuna heykeltıraş. Sana yanılır dert, sana vurulur baş. Milyonlarca insanın, milyonlarca sene taptığı taş… Sütunlarla kemerler, kubbeler senden yapılır. Senden yapılır Allah’a uzanan merdivenler Ve Namaz vakti Müslümanlara senden haykırılır. Günahkâr insanı Allah taş edermiş. Görmedim ama inanırım. Hatta bir gün gelecek, gökten yağacaksın sanırım. Taşlardır beka, taşlardır ebediyet… Taştan başka tarihe ne bırakmış ki Medeniyet! Bir gün uzanırsın boylu boyunca Musalla Taşına, Yine bir taş dikerler başucuna. Taşlar insanoğluna bekâ... Üstünde bir tarih Fatiha Ve huvel baki…
Merhametsiz kalpleri sana benzetirler, Sana dilsiz, sana ruhsuz dediler. Hâlbuki senindir değirmendeki beste, Seninle şekil verir ruhuna heykeltıraş. Sana yanılır dert, sana vurulur baş. Milyonlarca insanın, milyonlarca sene taptığı taş… Sütunlarla kemerler, kubbeler senden yapılır. Senden yapılır Allah’a uzanan merdivenler Ve Namaz vakti Müslümanlara senden haykırılır. Günahkâr insanı Allah taş edermiş. Görmedim ama inanırım. Hatta bir gün gelecek, gökten yağacaksın sanırım. Taşlardır beka, taşlardır ebediyet… Taştan başka tarihe ne bırakmış ki Medeniyet! Bir gün uzanırsın boylu boyunca Musalla Taşına, Yine bir taş dikerler başucuna. Taşlar insanoğluna bekâ... Üstünde bir tarih Fatiha Ve huvel baki
Kaliteli insanlar bir anda olmaz arkadaşlar, onlar “oluşurlar.” Okuya okuya, acı çeke çeke, kendilerine meydan okuya okuya oluşurlar. Kendilerine sunulmuş hazır paket doğruları ve davranış örüntülerini bir bir sorgular, adeta bir heykeltıraş gibi kendilerini baştan var ederler. ~ Hatice Acar ~
Bir Kaza Hatırası
Saat; etrafın karanlık sislerle kapladığı zamanı, onca çabaya karşılık parçalayamayan fakat ancak pek ufak bir delik açabilen şu üç lambayla beraber beş geçiyor.Aracın içindeyim.Genzi yakan bir egzoz kokusu var havada. Asfalttaysa direncin en büyük simgesi çizgiler... Hızla ve bazen de aralarda kesilerek ilerliyorlar uzamda. Dünya insan nefesinden
Reklam
Çıplak heykel ayıbı.
1883'te Viyana'da doğan Avusturyalı heykeltıraş Krippel'e, 1925 yılında Türk hükümeti tarafından Ankara Ulus Meydanı'na yaptınlacak olan Zafer Anıtı'nın sipariş edilmesiyle hayatının akışı değişir. Ard arda aldığı siparişlerle Sarayburnu (1925), Konya (1926), Ankara (1927) ve Samsun (1931) şehirlerindeki anıtları yaptıktan sonra sıra Afyon'a gelir (daha sonra da Ankara Sümerbank önündeki oturan Atatürk anıtını yapacaktır). Ancak heykeldeki figürlerin çıplak olarak yapılmasının, tenasül organlarına varıncaya kadar ayrıntılarıyla işlenmiş olmasının, Afyona gibi muhafazakâr bir şehrin mutaassıp zihniyetini kasıtlı olarak kırma ve değiştirme çabasından başka bir şeye yorulması zor görünüyor. Uzun yıllar halk, çıplak heykelin önünden hep utanarak geçmiş ama derdini kimseye anlatamamıştır. Nihayet 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti döneminde yapılan müracaatlar gayesine ulaşmış ve heykelin tenasül organı yetkililer tarafından 'sünnet ettirilmiştir'.
Les Demoiselles D'Avignon 1907
20'nci yüzyılın en geniş vizyonlu sanatçısı olarak ünlenen Pablo Picasso, ressam, mozaik sanatçısı ve heykeltıraş olarak öne çıktı. Babası, resim öğretmeni olduğu için Picasso'nun yeteneğini hemen fark etti. 1895'te Barselona Güzel Sanatlar Akademisi'ne kabul edildi. 1900'de gittiği Paris'te ilk dönem eserlerini verdi. Kent yaşamının yanında, sirk palyaçolarını ve akrobatları resmetti. Mavi dönem olarak bilinen evresinden sonra, 1906'da Paris'te gerçekleşen Cezanne retrospektifini görmesi ve Paris'teki primitif sanatla tanışmasıyla kübizmin akımını şekillenmdirmeye başladı. Üç boyutlu cisimleri bu teknikle iki boyutlu hale getirdi ve onların hem profilden hem de önden görünmesini sağladı. En çarpıcı resimlerinden 'Avignonlu Kadınlar', kübizmin ve modern sanatın başlangıcını simgeler. İnsan yüzünün temsilinin tüm kuralları, bu tabloda yıkılmıştır. Yüzdeki simetrinin reddedildiği eser, arkaik ve primitif sanattan izler taşır.
343 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.