Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yedi gök, yer ve bunlar içinde bulunan her şey Allah'ı tesbih eder. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız. Şüphesiz ki O, ceza vermekte hiç acele etmeyen ve çok bağışlayandır. (İsrâ Suresi 44. Âyet)
Kuranı Kerim Meali
Kuranı Kerim Meali
.... Mahkeme Salonu Kapana kısılmışlığı anımsatan duvarlar Çaresizliği çağrıştıran soluk sarı ışıklar Her taraf beton, bir tek kapı var Hiç pencere görünmüyor Gerisi duvar Karşı duvarın önünde bir banket Arkasında yargıçlar Banketin önünde solgun, sıska bir bayan Sanki tunç bir heykel, sanki bir vitrinde manken Sanki sanal bir varlık, sanki yalan Bir bayan, yalnızca parmaklarında can Duvarda asılı salon gibi soğuk bir yazı “Adalet mülkün temelidir.” Aşkın değil Korur malı mülkü olanı, zengin olanı “Adalet mülkün temelidir” aşk değil ilgi alanı Derler ya 'İçindedir insanın alacası' İnsanlar yargıcın karşısında suskun Anlayamazsınız suratlarındaki anlamsızlığı Fakat, gözlenir gözlerinde savcının ihtişamı.
Reklam
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Özsevgi, Ene ve itidal üzerine
modern psikolojideki terapilerde maalesef terapiye yön veren üslup ene'yi kabartmak üzerine kurulu. bir süre ene'si kabaran insan kendini daha iyi hissedebiliyor. ama sonrasında kalbin asıl ilacı kibir olmadığından fıtrat bunu reddediyor tekrar bir boşluğa düşülüyor. bunu kendim de deneyimlediğim için çok iyi gözlemleyebiliyorum. peki
"Eskiden bağırınca, sarhoş olunca, yürüyünce, ağlayınca ya da uyuyunca sakinleşebiliyordum. Şimdiyse tasmasından kurtulmuş kuduz köpekler gibi etrafa saldırıyorum. Dayak yemekten kaburgaraları kırılmış bir piçin üzerine serildiği kaldırım taşları gibi aşınmış ve hissizim. Gittiğim psikologla konuşuyordum. Adı Fatmaydı. Çekik gözlü, çirkin bir
Mustafa Kemal Paşa kürsüye çıkıp coşku ile "Büyük Türk Milleti" diye ilk kez halka seslenince ülkede ne büyük dalgalanma oldu. ... Şimdi geriye dönük anlayamazsınız. Herkes birbirine bakıp teaccüp (hayret, şaşkınlık) ediyordu. Bu topraklarda son 600 yılda bir tane yönetici yoktur ki konuşmasına Türk diyerek başlasın. Açın bakın fermanlar; "Ey kullarım buyruğumdur" diye başlardı. Anadolu'nun; taşı, toprağı, bitkisi buna alışkın değildi. Şaşkınlığı atmak hiç kimse için kolay olmadı... Özellikle asırlardır saray etrafından geçimini sağlayan "devşirme" tabaka kendini kapının önüne konulmuş hissetti.. Bunların bir kısmı boyun eğdi kabullendi, etmeyenlerin kimi dini, kimi etnik bir kimliğe bürünerek yeni kurulan devlette alttan alta uzun bir mücadeleye girişecekti. ... Türk Tarihçiliğinin Duayeni, Prof. Dr. Halil İNALCIK
Reklam
Mustafa Kemal Paşa kürsüye çıkıp coşku ile "Büyük Türk Milleti" diye ilk kez halka seslenince ülkede ne büyük dalgalanma oldu. Şimdi geriye dönük anlayamazsınız. Herkes birbirine bakıp teaccüp (hayret, şaşkınlık) ediyordu. Bu topraklarda son 700 yılda bir tane yönetici yoktur ki konuşmasına Türk diyerek başlasın. Açın bakın fermanlar; "Ey kullarım buyruğumdur" diye başlardı. Anadolu'nun; taşı, toprağı, bitkisi buna alışkın değildi. Şaşkınlığı atmak hiç kimse için kolay olmadı. Özellikle asırlardır saray etrafından geçimini sağlayan "devşirme" tabaka kendini kapının önüne konulmuş hissetti. Bunların bir kısmı boyun eğdi kabullendi, etmeyenlerin kimi dini, kimi etnik bir kimliğe bürünerek yeni kurulan devlette alttan alta uzun bir mücadeleye girişecekti. Prof. Dr. Halil İnalcık
"Ben bu dünyaya geldim. Bu dünyada yalnız kaldım, acı ve kokain çektim. Eskiden bağırınca, sarhoş olunca, yürüyünce, ağlayınca ya da uyuyunca sakinleşebiliyordum. Şimdiyse tasmasından kurtulmuş kuduz köpekler gibi etrafa saldırıyorum. Dayak yemekten kaburgaraları kırılmış bir piçin üzerine serildiği kaldırım taşları gibi aşınmış ve
204 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.