2-3 yıl önce Bozcaada'dan dönerken yolda okumuştum. Dışarı bakıyorum yol akıyor, önüme bakıyorum kitap akıyor, bir ara durdum dedim, ben ne okuyorum. Arabanın camından hızla akıp geçen manzara gibi bir kitap, diye düşünmüştüm. Her neyse, bilinç akışı şeklinde yazılan kitapları çok seviyorum bana kendi savrukluğumu ve beynimin içini hatırlatıyor. Çizimle uğraşan biri olarak da kitap içindeki çizimlere dalıp gitmiştim. Sevdiğim güzel alıntılar da oldu hatırlıyorum, ama o zamanlar kitapları çizmezdim kim bilir hangi sayfanın neresinde kaldı o sevdiğim alıntılar... Eve döndüğümde filminin de olduğunu öğrendim, açtım onu da izledim. O zaman kitapta kafamı kurcalayan bazı olayları daha iyi anladım. Sonra bu film benim en sevdiğim film falan oldu ki ben pek film izlemeyi de sevmem. Niye okuduktan 3 yıl sonra geldin burada bunları anlatıyorsun diye sorarsanız filmi dün yeniden izledim de aklıma geldi. Yazayım dedim. Normalde bir filmi 2. defa izlemem çünkü. Ama ne bileyim Müzeyyen gibi hissettim kendimi, tekrardan izlemeye ihtiyaç duydum. Kaç dakikanızı çaldım onu da bilmiyorum ama zaten ben bunu kendim için yazdım. Neyse öyle işte, hoşça kalın.