Uçurumun kenarına getirilen birisinden ne beklersin, ya herşeyden vazgeçip atlayacak yada son bir kere kurtulmak için oraya getirenlerle mücadele edecek. Bir de üstüne mücadele edersen, yardım ederim diyen bir yabancı var.
Ve azımsanmayacak bir topluluk, bu umuttan vazgeçileceğine inandırıldı.
Ne hazin, bu ülke uçurumun kenarına ilk kez mi geldi sandınız, ilk kez mi bir umudun kanadına tutunup ayağa kalktı.
Bunlar ülkesini tanımayan, tarihini okumayan, kıldan medet arayıp, akıldan ayrılanların, zavallılığında şamataya doyanların, kin'le yatıp, kim'le uyandığını bilmeyenlerin sonu karanlık yoludur.
Ve biz karanlık yolların, ayan yolsuzlukların, kabullenilmiş yoksullukların karşısında,
Muassır medeniyetlerin zirvesine, Nazlı Hilali dikmeye borçlu bir neslin evlatlarıyız.
Bir uçurumdan atlamaktansa umutsuzca, Elma dağında, bir Yörük çadırın gölgesinde, albayrağa sarılmış kutsal bir bedenin parçalanmış ruhlarıyız.